Seyyid Hasan Arvasi

Ğavsul Azam Seyyid Sıbğatullah Arvasi hazretlerinin oğludur. Kendileri devamlı cezbe ve istiğrak halinde imişler, öyle ki onu yakından tanımayanlar onu deli zannedermiş. Devamlı yakası açık, elbisesi yerde sürünür bir halde gezer, çocuklarla delilerle sohbet edip sakalaşırmış. Önceleri abisi Seyyid Nur Muhammed( Said-i Nursinin hocasıdır.) ‘in yanında amel eder. Abisinin vefatından sonra Şeyh Fethullah Verkanisi hazretlerine intisap edip hilafet alıncaya kadar hizmetinde bulunur.

Bir gün Bitlis’e yeni bir vali tayin edilir. Bitlis ve civarı hakkında bilgi toplarken Ğavsul Azam Seyyid Sıbğatullah Arvasi’nin evleri,hayvanları ve toprakları olduğu halde, hükümetin bunlardan vergi almadığını işitir.Bir şikayet karşısında vali :

“Onları kontrol ederiz, gerçekten müstehak iseler, biz de vergi almayız, eğer değillerse, onlardan da vergi alırız.” Der.Vali kontrol amacıyla –Ğayda-ya gitmeye hazırlanır ve oraya haber gönderir.

Seyyid Hasan’ın müntesipleri ona : “vali ve askeri erkandan bir gurup buraya  gelecekler,lütfen eski püskü elbiseleri üzerinden çıkarıp onları karşılamaya layık bir şeyler giy.”diye ısrarla ricada bulunurlar. Seyyid Hasan ısrarlara dayanamayıp kabul eder elbiselerini değiştirip onları karşılamak üzere dışarı çıkar ve bekler.Bekleyiş epey uzun sürdüğünden sıkılır ve evine dönerek eski elbiselerini giyip dışarı çıkar.

O anda vali ve heyeti köye gelir,orda herkesimden büyük bir topluluğun, o pejmürde haldeki Seyyid Hasan’ın önünde tam bir saygıyla durup beklediklerini görünce, Vali Seyyid Hasan’ın gerçekten ehlullahtan bir zat olduğuna inanır ve der ki : “Bizden evvelkiler şimdiye kadar nasıl vergi almamışsa biz de almayacağız. Müfettiş yolda giderken hüngür hüngür almış sonra bunu kahkaya geri çevirmiş; sebebini soranlara Ben deli değilim. Böyle bir zattan ayrıldığım için ağladım; böyle bir zatın memleketimizde mevcudiyetine sevinerek güldüm. Böyleleri varken biz niye merak edelim. Memleket için bu zatlar garanti sayılır.” der ve geri dönerler.

Seyyid Hasan hilafet aldıktan sonra büyüklerinin yerine kendi oturur ve Ğavs-ı Azam’ın tekkesinde mükemmel bir irşad, tam bir muhabbetle tekkeyi güzel bir düzene sokup, yeniden canlandırdı.

Ğavs’ın torunu Seyyid Muhammed Reşid anlatıyor : Şeyh Fethullah,Seyyid Hasan’a irşad ve teveccüh izni verince ona dedi ki :

-“Seyyid Hasan! İyi bil ki irşatta insanlar ve cinler arasında fark yoktur.” Bu ifadeden sonra Seyyid Hasan’ın cinlere olan irşadı insanlarla olandan daha fazla konuşulur oldu.

Seyyid Hasan kendi döneminde Ğavs’ın torunlarından bazılarını ki bunlar : 1-Seyyid Muhammed Reşid bin Seyyid Hamza,2- Seyyid Ali bin Seyyid Celaleddin,3-Seyyid Muhammed Şirin bin Seyyid Nur Muhammed’i zahiri ilimleri tahsil için üstadın yanına,Ohin’e gönderir. Kendi oğlu ; Seyyid Abdullah’ı  ise Pırnaşin köyündeki Şeyh Fethullah’ın oğlu; Şeyh Alaaddin’in medresesine gönderir.

Seyyid Hasan’ın vefat tarihi belli değildir. Mezarı Ğayda köyünün Habreşu tepesindedir. Oğlu Seyyid Abdullah’ta nesli devam etmektedir. Seyyid Abdullah’ın ; Seyyid Ahmet ve Seyyid Enver adında iki oğlu olup ve her ikisinin de nesli devam etmektedir.

Kaynak : Nehri’den Hazneye, Meşayih-i Nakşıbendi M.Şefik Korkusuz