BİRİNCİ CİLD ALTMIŞBEŞİNCİ MEKTUB

Tarih: 2013-07-24 | Yazar : İmam-ı Rabbani (kuddise sirruhu) | Kategori: Tasavvuf

Bu mektûb, Hân-ı a'zama yazılmıştır. Müslümanlığın bugünkü hâline ve müslümanların çektiği sıkıntılara teessüf etmektedir:

Allahü teâlâ kuvvetinizi arttırsın. Onun dînini yükseltmek için, din düşmanları ile olan mücâdelelerinizde yardımcınız olsun. Muhbir-i sâdık buyurdu ki: (İslâmiyet garîb, kimsesiz olarak başladı. Son zamanlarda, başladığı gibi, garîb olarak geri döner. Garîb olan müslümanlara müjdeler olsun!). Bundan önceki hükûmet zamanında [Ekber şâh [Ekber şâh, Celâleddîn Muhammed 1014 de Agrada öldü.] zamanında] müslümanlar, o kadar garîb olmuştu ki, kâfirler, açıkça müslümanlığı kötülüyor, müslümanlarla alay ediyorlardı. Dinsizliklerini, ahlâksızlıklarını, sıkılmadan açıklıyordu. Çarşıda, pazarda kâfirleri ve dinsizliği övüyorlardı. Müslümanların, Allahü teâlânın emirlerinden birçoklarını yapması, [söylemesi ve yazması] yasak edilmişti. İbâdet edenler, islâmiyete uyanlar ayblanıyor ve kötüleniyordu. Fârisî beyt tercümesi:

Peri yanaklarını saklamış, şeytan nâz ediyor,

Şaşırdım kaldım, hayretten aklım gidiyor.

Sübhânallah! Yâ Rabbî, sana hamd ederim! (İslâmiyet kılıncın altındadır) buyuruldu. Bu şerefli dînin parlaklığı, hükûmet reîslerine bağlı kılındı. Hâlbuki iş tersine dönmüş, devlet, hükûmet, islâmiyeti yıkmaya uğraşıyordu. Bu hâle yazıklar olsun, teessüfler olsun, pişmanlıklar olsun! Sizin mübârek varlığınızı, cenâb-ı Hakkın büyük nîmeti biliyoruz. Din düşmanlarının hücûmları karşısında, perîşan olan müminleri kanadı altında koruyacak, sizden başka bir kahraman bilmiyoruz. Allahü teâlâ sevgili Peygamberi ve Onun Ehl-i beyti hurmetine, kuvvetinizi arttırsın! Yardımcınız olsun! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Bir kimseye deli denmedikçe, onun îmanı tamam olmaz!). Bu zamanda, islâm sevgisinin, islâm gayretinin alâmeti olan, bu cünûn [delilik], sizin temiz ruhunuzda görülmektedir. Bu nîmeti veren, Allahü teâlâya hamd olsun! Bugün, öyle bir gündür ki, az bir hareket, [bir söz, bir yazı] hemen kabûl olunup pekçok sevap verilir. Eshâb-ı Kehfin, bu kadar kıymet ve şöhret kazanmasının sebebi, yalnız hicret etmeleri idi. Düşman saldırdığı zaman, suvârîlerin az bir hareketi, çok kıymetli olur. Sulh zamanında, pek ince, güç talimleri, bu kıymeti alamaz. Bugün sizin, söz ile yaptığınız cihâd, cihâd-ı ekberdir. Size nasip olan bu nîmetim kıymetini biliniz. Var kuvvetiniz ile, din düşmanlarını rezil edip, [islâmiyetin emirlerinin yapılmasına, haramların çirkinliğinin, zararlarının anlaşılarak kaçınılmasına], hakkı söylemeye çalışınız! Bu söz ile [ve kalem ile] olan cihâdı, [top ile] kılınç ile olan cihâddan daha kârlı biliniz! Bizim gibi eli yazmaz, dili söylemez zevallılar, bu nîmetten mahrumuz. Arabî beyt tercümesi:

Nîmete kavuşanlara, nîmetler âfiyet olsun,

Zevallı âşık da, birkaç damla ile doysun!

Fârisî beyt tercümesi:

Aranan hazînenin yolunu gösterdim sana,

Belki sen kavuşursun, biz varamadıksa da!

Hâce-i Ahrâr [Ubeydüllah-i Taşkendî] [Ubeydüllah-i Ahrâr 895 de Semerkandda vefât etti.] buyurdu ki, (Eğer şeyhlik yapsaydım, hiçbir şeyh, bir yerde, bir mürîd bulamazdı. Fakat, bana başka vazîfe verildi. O vazîfe de, islâmiyeti yaymak ve islâmiyeti kuvvetlendirmektir). Bunun için, sultânlara, [devlet reîslerine, meb'ûslara] gidip nasihat verirdi. Te'sîrli sözleri ile, hepsini doğru yola getirirdi. Onlar vâsıtası ile, islâmiyeti yayardı. Allahü teâlâ, büyüklerimize olan sevginiz ve saygınız hurmetine, sözlerinize te'sîr ihsân etmiş, dîne olan bağlılığınızı, arkadaşlarınıza heybetli olarak göstermiştir. O hâlde, hiç olmazsa, müslümanlar arasına yayılmış, âdet hâline gelmiş olan, kâfirlerin âdetlerinin [bayramları, noel geceleri, dansları, baloları, erkek-kadın bir arada oturmaları] müslümanlar arasından kaldırılması için çalışmanızı, müslüman evlatlarını kâfirlere mahsûs olan, bu gibi çirkin şeylerden korumanızı istirhâm ederim. Allahü teâlâ, bizim tarafımızdan ve bütün müslümanlar tarafından size bol bol mükâfât versin! Bundan önceki hükûmet zamanında, islâmiyete karşı, açıkça düşmanlık vardı. Şimdi, böyle düşmanlık, öyle kin ve inat görülmiyor. Bazı kusurlar varsa da, inat ile değil, bilinmediği içindir. Bugün müslümanlar da, kâfirler gibi serbest konuşabilmekte, onlardaki hürriyete kavuşmaktadır. Kâfirlerin kazanmaması, eski kin ve düşmanlığın başımıza gelmemesi, müslümanların zulüm ve işkenceye düşmemesi için, duâ edelim ve uyanalım. Din düşmanlarına fırsat vermiyelim. Fârisî mısra' tercümesi:

Îmanıma saldırdıklarından, söğüd yaprağı gibi titriyorum!

Allahü teâlâ, bizi ve sizi, Peygamberlerin efendisinin yolundan ayırmasın! Fakir, ânî bir yolculukla, buraya geldim. Size haber vermeden, birkaç hâtıra yazıp bırakmadan ve kalbimdeki, size karşı olan sevgiyi bildirmeden, ayrılmak istemedim. Peygamberimiz buyurdu ki: (Bir kimse, din kardeşini seviyorsa, sevdiğini ona bildirsin!). Size ve doğru yolda bulunanların hepsine selâm olsun!

Âlimin bir nazarı, bulunmaz hazînedir,

Bir sohbeti, yıllarca, bitmez kütübhânedir.