Birinci Cild İkiyüzondördüncü Mektub

Tarih: 2015-12-14 | Yazar : İmam-ı Rabbani (kuddise sirruhu) | Kategori: Tasavvuf

Bu mektûb, Hân-ı Hânâna yazılmıştır. Dünya, âhıretin tarlasıdır. Kâfirlere, niçin sonsuz azâb yapılacağı bildirilmektedir:

Allahü teâlâ, bir kimseyi hayrlı işlerde kullanırsa, ona müjdeler olsun! Allahü teâlâ, dünyayı âhıretin tarlası yaptı. Tohumunun hepsini yiyen ve toprak gibi olan, yaratılışındaki elverişli hâline ekemeyen ve bir dâneden yediyüz dâne yapmağı elden kaçırana yazıklar olsun! Kardeşin kardeşten ve ananın yavrusundan kaçtığı o gün için, birşey saklamıyan, dünyada da, âhırette de ziyân etti. Eli boş kaldı. Dünyada da, âhırette de pişman olacak, âh edecektir. Aklı olan, tâlihli bir kimse, dünyanın birkaç yıllık hayatını fırsat bilir, nîmet bilir. Bu kısa zamanda, dünyanın çabuk tükenen ve hepsinin sonu sıkıntı ve azâb olan, geçici zevklerine, tadına aldanmaz. Bunlarla vakti kaçırmaz. Bu kısa zamanda tohumunu eker. Bir dâne iyi iş yaparak, sayısız meyveler elde eder. Bekara sûresi, ikiyüzaltmışbirinci âyet-i kerimesinde meâlen, (Allahü teâlâ dilediğine katkat verir) buyuruldu. Bunun içindir ki, birkaç günlük iyi işe karşılık, sonsuz nîmetler verecektir. Allahü teâlâ, çok ihsân sahibidir.

Suâl: Karşılığın katkat olması, iyiliklerdedir. Kötülüklerin karşılığı bire birdir. Böyle olunca, kâfirlere kısa bir zamandaki kötülükler için, sonsuz azâb yapması nedendir?

Cevap: Dünyada yapılan işin karşılığının nasıl olacağını Allahü teâlâdan başka kimse bilmez. İnsan bilgisi bunu anlıyamaz. Meselâ, Muhsan olan bir kimseyi kazf edene seksen sopa vurulmasını emreylemiştir. Hırsızlık haddi olarak, hırsızın sağ elinin kesilmesini karşılık eylemiştir. Zinâ haddi olarak evli olmıyanlara yüz sopa ile bir sene şehirden sürmek, evli olanlara, taş atarak öldürmek cezâsını vermiştir. Bu cezâların sebeplerini insanlar anlıyamaz. Bunun gibi, kâfirlere, kısa zamandaki küfür için, sonsuz azâbı karşılık yapmıştır. Geçici bir küfrün cezâsı, sonsuz azâbdır. İslâmiyetin bütün emirlerini aklına uygun getirmek istiyen, aklı ile isbâta kalkışan kimse, (Peygamberliğe) inanmamış olur. Onunla konuşmak akıl işi değildir. Fârisî beyt tercümesi:

Kur'an ile hadise, inanmazsa bir kişi,

ona hiç cevap verme, konuşma bitir işi!

Fakirin mektûbunu getiren meyân şeyh Ahmed, merhûm şeyh sultan Tehâniserînin kıymetli oğludur. Babasına olan lutf ve ihsânlarınızı düşünerek bu fakiri araya koyarak, yüksek hizmetinizde çalışmak için gelmiştir. Babasına olan ihsânlarınızdan biri, uşrlu bir yerin uşrunun ona verilmesini emir buyurmuştunuz. emir sizdendir. Hakîkatte ise, herşey Allahdandır. Selâm sizlere olsun ve doğru yolda gidenlere ve Muhammed Mustafânın izinde bulunanlara olsun!

Varlığım bir görünüş, ruhum bir emânettir,

Ben demek bile, Ona, pek çirkin bir şirkettir,

Kula düşen vazîfe, sahibe itaattir,

Bana (kulum!) demesi lutuftür, inayettir,

Bu dünyada bilseydim, ben neyim, hem neyim var?