Minah-9:
Gavs (k.s) şöyle buyurdu :
Hayvanlar, ınsanlara nisbeten anne ve baba terbiyesinde daha az kaldıklarından dolayı akılsızdırlar. İnsanlar ise anne ve baba terbiyesinde çok kaldıklarından dolayı akıllı ve faziletlidirler. Bunun gibi salikin ikinci doğumu olan manevi doğum diye adlandırılan seyr-i süluku erken tamamlayıp mürşidin terbiye memesinden erken kesilenin makamı daha düşük olur.Kim ki mürşidin terbiye ve himayesinde daha uzun bir müddet kalırsa (sey-i sülukunu geç tamamlarsa) onun makamı ve kemalatı yüksek olup, devamlı istikamet üzerinde olur.Mürşidin bir nazarıyla kemalata erip icazet alanlar ise, kendileri bu dünyadan gidince izleri silinir, hiç bir silsilede de adları geçmez.
Minah-10:
İnsanın kalbine gelen gayr-i ihtiyari vesveseler, zararsız olsada mürid bunlar için istiğfar etmesi gerekir.
Atiye -7 :
Dokuzuncu minahın açıklanmasında şöyle diyor : ”Mürid iki kısımdır. Biri Mürid diğeri muraddır.
Birincisi Allah (c.c)’ın ve şeyhin rızasını kazanmak için bütün imkanlarını kullanıp gayesine ulaşandır. Ki bu gayret ve çalışmaya süluk denir. Süluk da iki kısımdır.
a) Salik-i meczub: Gece gündüz şeyhinin emrettiği yolda yürür. Şeyhinin muhabbet ve terbiyesi ona, Allah (c.c)’a doğrubir çekilme verir. O buna vakıf oluncaya kadar devam eder. O cezbe ve muhabbet bineği ile gün be gün yükselir.
b) Yalnız salik; yani salik-i gayr-i meczub: Bu kısım birinci kısım gibi süluk etmiş, yalnız o şekilde çekildiğine vakıf olamamıştır. Bu ya sekeratta, ya kabirde, ya da daha sonra vakıf olacaktır.
Müridin ikinci kısmı olan murad,birincisi gibi, irade-i cüziyesini çalıştırmamış veya hiç diyecek kadar az çalıştırmıştır. Yalnız Allah (c.c)’ın emriyle şeyh dileyip ona nazar etmiştir. Bu sebeble de cezbeye düşmüştür. Ki bu cezbeye "muhabbet" denir.
Muhib de iki kısımdır.
Birincisi : Meczub-u salik olup, cezbesi sebebiyle şecaata gelerek süluk etmiş ve ona çok sohbet nesib olmuştur.
İkincisi : yalnız meczubdur. Yani meczub-u gayr-i saliktir. Meczub olduğu halde, ona şecaat gelmemiş, sohbet ve terbiyeden hiç bir şey nasib olmamış veya yok denecek kadar az nasib olmuştur.
En yüksekleri birinci kısım, sonra üçüncü kısım, en alt tabakasıda dördüncü kısımdır. Gavs (ks) ” Hiç eseri kalmamış.” diye işaret ettiği bu kısımdır.
Onuncu minhanın tafsilinde Gavs (ks) : ”Kalbe istemeden gelen havatırdan (düşünce) istiğfar” hakkında şöyle dedi: ”Gerçi onlar zarar vermezse de yine kalbde bir çeşit ağırlık ve duman meydana getirir. İstiğfar onu siler.”