Birinci Cild Üçyüzdokuzuncu Mektub

Tarih: 2013-09-09 | Yazar : İmam-ı Rabbani (kuddise sirruhu) | Kategori: Tasavvuf

Bu mektûb, mevlânâ hâce Muhammed Firketîye yazılmıştır. Gündüz ve gece kendini hesâba çekmeği ve (Hesâba çekilmeden evvel, kendinizi hesâba çekiniz) hadis-i şerifini bildirmektedir:

Allahü teâlâya hamd olsun! Sevgili Peygamberi Muhammed aleyhisselâma salât ve selâm olsun! Din ve dünya saadetinize düâ ederim. Meşâyıh-ı kiramdan birçoğu, muhâsebe yolunu seçmişlerdir. Her gece, yatacağı zaman, o gün yapmış olduğu işlerini, sözlerini, hareketlerini, hareketsizliklerini, düşüncelerini, herbirinin niçin olduğunu anlarlar. Kusurlarını ve günâhlarını temizlemek için, tevbe ve istigfâr ederler. Allahü teâlâya boyun bükerler, yalvarırlar. İbâdetlerini ve iyiliklerini de, Allahü teâlânın hâtırlatması ile ve kuvvet vermesi ile olduğunu bilirler. Bunun için, Hak teâlâya hamd ve şükr ederler. (Fütûhât-i Mekkiyye) kitabının sahibi, [yâni Muhyiddîn-i Arabî], bu muhâsebecilerden biri idi. Buyuruyor ki, (Ben kendimi hesâba çekmekte, Meşâyıh-ı kiramın hepsinden ileri gittim. Niyyetlerimi, düşüncelerimi de hesâba kattım). Bu fakire göre, Muhbir-i sâdıktan gelen haberlere uygun olarak her gece yatarken, (Sübhânallahi velhamdü lillahi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber) yüz defa okursa, tesbîh ve tahmîd ve tekbîr eylemiş olur. Böylece, muhâsebe yapmış olur. Kendini hesâba çekmiş sayılır. Tesbîh söylemek, tevbenin anahtarıdır. Bunu çok okumakla, kusurlarının, günâhlarının afv edilmesini istemiş olur. Bu günâhlardan dolayı, Hak teâlâya bulaştırılmış olan lekeleri tenzîh ve taktîs etmiş olur. Günâh işleyen bir kimse, bu emrlerin ve yasakların sahibinin azametini ve kibriyâsını düşünmüş olsaydı Onun emrlerine karşı gelemezdi. Günâhları yapması, Onun emrlerine ve yasaklarına kıymet vermediğini göstermektedir. Böyle şeyden, Allahü teâlâya sığınırız. (Tenzîh) kelimesini, [yâni yukarıda yazılı olan tesbîhi] çok okumakla, bu kusur afv olunur.

(İstigfâr) etmek, günâhların örtülmesini istemektir. (Tenzîh) kelimesini okumak ise, günâhların yok olmasını istemektir. O nerede, bu nerede? (Sübhânallah) şaşılacak bir kelimedir. Söylemesi çok kısadır. Manâları ve faydaları ise pekçoktur.

(Tahmîd) kelimesini çok okumakla, Allahü teâlâya şükr edilmiş olur. Onun verdiği nîmetlerin şükrü yapılmış olur.

(Tekbîr) kelimesi, Allahü teâlânın, kulların yaptığı şükrlerden çok yüksek olduğunu, Ona yakışan şükr yapılamıyacağını göstermektedir. Çünki, Ona yapılan istigfârlar, afv dilemekler için de, çok istigfâr etmek lâzımdır. Ona yakışan hamd, ancak Onun tarafından yapılabilir. Bunun içindir ki kendisi, Sâffâti sûresinin son âyetinde, (Sübhâne Rabbike Rabbil'izzeti...) buyurmuştur. Kendini hesâba çekmek istiyenler, bu âyet-i kerimeyi çok okumalıdır. Böylece istigfâr ve şükr etmiş olurlar. İstigfâr ve şükr edemediklerini de ve kusurlarını da bildirmiş olurlar. Yâ Rabbî! Bizim kusurlu, bozuk olan düâlarımızı, tevbelerimizi kabûl buyur! Sen herşeyi işitir ve bilirsin. Efendimiz, yüce Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâma ve onun Âline ve hepsi temiz, seçilmiş olan Eshâbının herbirine salât ve selâm olsun! Allahü teâlâ hepsine bereket versin!

[Bu âyet-i kerimeyi okurken hiçbir yerini değiştirmemeli, (Rabbike) kelimesi yerine (Rabbinâ) dememelidir.]

Gel aldanma bu dünyaya, sonu vîrân olur, birgün,

Senin bu sürdüğün demler, elbet yalan olur, birgün.