Sonu "Ölüm" Olan Bir Hayatta Hayır Yoktur!

Tarih: 2013-04-26 | Yazar : Mehmet Said Arvas | Kategori : Genel

Rabbimiz bizi zayıf ve aciz yaratmıştır. İnsanlar her hal-u kârda bir yerlerden medet umarlar. Karşılaştıkları ve karşılaşacakları sıkıntılardan onları kurtaracak bir "el" ararlar.Aradıkları bu "el" gerçekten onları kurtaracak ve saâdete kavuşturacak "el" de olabilir; hiçbir işe yaramayan, serâptan su bekleyenler gibi sukût-u hayale uğratacak olan "el" de olabilir.Kurtarıcı "el"i bekleyenlerden bir şair şöyle seslenmiştir: 

Gel bizi zulmetlerden kurtaracak nurlu el!

Gel yeter bu bekleyiş Allah'ı seversen gel!..

GERÇEK MABUD!..
İnsanoğlu bu tapma ihtiyacı sebebi ile; çoğu zaman kendi elleri ile "put"lar yapmışlardır. Barınacak evleri, yiyecek gıdaları olmadığı halde put yapımına öncelik vermişlerdir.
Daha önce taş ve toprak olan cansızların ilâh olamayacağını ve onlara hiçbir fayda veremeyeceğini putları yapanlar çok iyi biliyorlardı. Sadece tapınma ihtiyaçlarını gideriyorlar ve kendilerini bir nebze de olsa tatmin ediyorlardı.
Hemen hemen bütün Peygamberlerin muhatapları "Putperestler"di. Putlara tapmanın akıllı adamın yapacağı bir iş olmadığını bilmelerine rağmen...
Bize 'sırat-ı müstâkim'i gösterenler Peygamberlerdir (aleyhimüsselâm). Gerçek mabud Rabbimizdir. Aklımızla bunu doğru bir tarzda bilmemiz mümkün olmazdı.
Aklımızla Rabbimizin emir ve yasaklarını nasıl bilebilirdik... Hangi şeylerden razı olduğunu, hangilerini sevmediğini nereden öğrenebilirdik!
"DEVRE MÜLK" GİBİ!..
İmanın altı şartından biri olan meleklere nasıl iman edebilirdik. Öldükten sonra tekrar dirileceğimizi ve yaptıklarımızdan hesaba çekileceğimizi bize söylediler. Cennete giden yolu ve o yolda yürüyenleri öğrendik, onları tanıdık.
Cehenneme çıkan yolu da bildirdiler. Onun da yolcularını tanıttılar. Hangi yolu ve hangi arkadaşları tercih edeceğimizi ise bize bıraktılar.
Bize öğrettikleri çok önemli şeylerden bir tanesi de; yaşamakta olduğumuz ve daha ne kadar yaşayacağımız belli olmayan dünya hayatı tek gaye olmamalıdır. Gerçek hayatın ahiret hayatı olduğunu, orada sonsuz kalınacağını bize apaçık bildirdiler.
Dünya bir imtihan salonudur. Hepimiz imtihandayız, imtihan sona erince salon terk edilir. Bizim de imtihanımız biter bitmez buradan ayrılacağız.
Yaşadığımız dünyada bizden önce başkaları yaşıyordu. Bize bırakıp gittiler.
Bizler de belli bir müddet yaşadıktan sonra gelecek nesillere bırakıp gideceğiz. "Devre mülk" gibi. 
İNSANLAR İHMALKÂRDIR!..
Sonu ölüm olan bir hayatta hayır yoktur. Dünya hayatı, insana ebedi saadeti kazandırabilmişse güzeldir. Kısa süren, rüya gibi olan mutluluk, mutluluk olamaz. İbrâhim aleyhisselâmın dediği gibi: 
"Ben, batan şeyleri sevmem..."
Ne kadar gariptir ki, insanlar, bırakıp gidecekleri muhakkak olan dünyaya bu kadar önem veriyorlar. Gidip kalacakları muhakkak olan yeri ise ihmâl ediyorlar.
Cennete giden yol Peygamberlere tabi olmaktan geçer. Onları örnek alabilmemiz, onlar gibi yaşayabilmemiz için Rabbimiz onları insanlardan seçti. Meleklerden bize Peygamber gelseydi işimiz çok zordu. Onlar gibi olabilmemiz mümkün olmazdı. Çünkü onlar yemez içmez ve uyumazlar.
Peygamberler (aleyhimüsselâm) insandırlar fakat derecesi en düşük olanı bile derecesi en yüksek melekten daha yücedir.
Akıllı olan kişi dinini yaşayan, haramlardan sakınan insandır...



Etiketler: Mehmet Said Arvas, İnsan. Haram, Helal


Yazarın (Mehmet Said Arvas) Diğer Yazıları

  • Ölümden korkan, ölümü, yolunda onu bekleyen ve mutlaka yakalayıp parçalayacak bir canavar zanneden adam nasıl mutlu olur? Kaçışı mümkün olmayan bir akıbet hepimizi bekliyor.

  • Biz, bu dünya için yaratılmadık. Dünyaya gönderiliş gayemiz, ahiretimizi kazanmak içindir...

  • Altın Nasihatler

    2014-04-04

    Hazret-i Ali, bir suikast neticesi şehit olmak üzereydi. Evlatlarını topladı ve nasihatlerde bulundu. Bizler de bu nasihatlerden istifade etmeliyiz...

  • Bir insan hasta ise, ilaç kullanmadan sıhhat bulması oldukça zordur. İnsanlar da sabretmek zorundadır. Sabretmez ise hayatı hep sıkıntılarla geçer.

  • Âlemlere rahmet olarak gönderilen, yaratılmışların en şereflisi ve üstünü Sevgili Peygamberimiz buyurdu ki: "Beni Rabbim terbiye etti; güzel bir şekilde terbiye etti!.."

  • Geçen pazartesi günü (4 Kasım'da) takvimler 1 Muharrem 1435'i gösterdi. Yani hicri yeni bir yıl başladı. Önümüzdeki salı akşamı "Aşûre Gecesi"ni; çarşamba da "Aşûre Günü"nü idrak edeceğiz inşallah..

  • İnsan her şeyin en güzel olanını kendisi için ister. Çünkü insan en çok kendini sever, kendini sevenleri sever, sevmeyenleri sevmez

  • İnsan iki şeyden meydana gelir: Ruh ve ceset! Bunlar beraber oldukça yeryüzünde hayat devam eder.

  • Zilhicce ayının 8’inci günü; yani hacıların Mekke’den Mina’ya çıkacağı güne “Terviye Günü” denir. Bu sene önümüzdeki pazar günüdür.

  • Bir Müslümanın yaptığı ibadetleri, iyilikleri beğenmesi, bunlarla övünmesi dinimizin yasakladığı şeylerdendir

  • Dil; küçücük bir organdır fakat ibadeti de, isyanı da büyüktür. Küfür ve iman ancak dilin şehâdetiyle açığa çıkar.

  • Din büyüklerimiz, “Dünya hiçtir, ona kıymet verip peşinden koşan da hiçtir. Dünyanın, Allah indinde hiç kıymeti yoktur” buyuruyorlar, ancak dünyanın iki güzel yüzü vardır

  • Bir Ömre Bedel

    2013-06-21

    İnsanların ömrü eskiden çok uzun olurdu. Nuh aleyhisselamın 950 sene peygamberlik yaptığı âyet-i kerime ile sabittir. Şit aleyhisselam 500 sene çadırda yaşamış, demişler ki: "Böyle rahatsız oluyorsunuz size bir ev yapalım." Demiş ki: "Ömrümüzün yarısı geçti, şurada kaldı bir 500 senemiz, onu da burada geçiririz..."

  • Receb ayının 27. gecesi, yani önümüzdeki 5 Haziran çarşambayı perşembeye bağlayan gece, mübarek Mirâc Kandilidir...

  • Büyük İslâm âlimi İmam-ı Gazali (rahmetullahi aleyh) buyuruyor ki: Zevkler üç türlüdür. 1- Yabani hayvanlarla müşterek aldığımız zevkler... 2- Diğer hayvanlarla birlikte duyduğumuz tatlar... 3- Aklımızla kalbimizle ruhumuzla kavuştuğumuz hazlar...

  • Rabbimize şükürler olsun; geçtiğimiz cumartesi günü mübarek "Üç Aylar"a kavuştuk. Bu gece de inşaallah Regâib Kandilini idrak edeceğiz. Hepinizin kandili mübarek olsun...

  • SUSAN KURTULDU

    2013-05-02

    Konuşabilme kabiliyeti, insanlara verilen en büyük nimetlerden bir tanesidir. Hayvanların dili, bizim dilimizden çok daha büyük olmasına rağmen onlar konuşamıyorlar... Konuşmakla derdimizi daha rahat anlatabiliyoruz, ilim öğreniyor ve öğretiyoruz. Daha sayılamayacak kadar çok faydaları var. Bunun yanında, dilimizden dolayı büyük sıkıntılar da başımıza gelmiyor değil...

  • Rabbimiz bizi zayıf ve aciz yaratmıştır. İnsanlar her hal-u kârda bir yerlerden medet umarlar. Karşılaştıkları ve karşılaşacakları sıkıntılardan onları kurtaracak bir "el" ararlar.

  • Hulefa-i Raşidin'in üçüncüsü, cennetle müjdelenenlerden birisi, meleklerin bile kendisinden hayâ ettikleri; Hazreti Osman radıyallahü anh buyuruyor ki: 

  • Ruhun da Ruhu Var

    2013-03-04

    Mâlum insan iki şeyden meydana gelir: Ruh ve ceset! Bunlar beraber oldukça yeryüzünde hayat devam eder. Ruh ayrılınca bedenin kıymeti kalmaz ve hiçbir işe yaramaz. Ruhsuz ceset soğur, rengi kaçar, kokmaya başlar. Hele sıcak mevsimlerde ve sıcak yerlerde kokuşma daha hızlı olur. Bu yüzden cenazeleri bir an önce defnetmeye bakarlar.

  • Düzgün İtikat

    2013-02-11

    Kalp hastalıklarından en tehlikelisi, bid’attir. Yani yanlış, bozuk itikattır.Bilhassa zamanımızda Müslümanların çoğu, bu kötü hastalığa yakalanmışlardır. His organları ile anlaşılamayan, hesap ile ulaşılamayan şeylerde akıl yürütmek insanı bu hastalığa sürükler.Aklın ermediği ve yanıldığı şeylerde akla uyarak hareket etmek cahilliktir. Böylelerini fen adamı, filozof sanarak onlara uymak felakettir. Onları taklit etmek ahirette çok büyük sıkıntılara sebeb olur

  • Hazret-i Ebubekir daha ilk teklifte Müslüman olan bir zirveydi, Efendimizi hiç üzmedi. Büyük sıkıntılara katlandı, din-i mubîni İslâma çok hizmet etti. Kimsenin malı ona Ebubekir'in malı kadar faydalı olmadı. Bu fedakârlığa karşı kızı ile evlenerek Hazret-i Ebubekir'le akraba oldu... Hazret-i Aişe müstesna biriydi. Dinimizin birçok hükmü onun rivayet ettiği hadis-i şeriflerle belirlendi...

  • Rabbimiz, Musa aleyhisselâma kullarının çoğundan "bazı hususlarda" şikâyetçi olduğunu bildirdi: 1- "Benim onlara ihsan ettiğim malımdan çok cüz'i bir miktarını borç istedim. Cimrilik yaptılar, vermediler.

  • Gelecek çarşamba gecesi (23 Ocak) mübarek Mevlid Kandilini idrak edeceğiz inşallah... Rabbimize ne kadar şükretsek yine de azdır. O mübarek gecede kavuşacağımız nimetler çok büyüktür. Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz aleyhisselam dünyamızı ve bütün kâinatı o gece şereflendirdi...

  • Âlemlere rahmet olarak gönderilen, yaratılmışların en şereflisi ve üstünü Sevgili Peygamberimiz buyurdu ki: “Beni Rabbim terbiye etti; güzel bir şekilde terbiye etti!..”Daha dünyaya gelmeden ve kâinatı şereflendirmeden birkaç ay önce muhterem babaları Abdullah vefât etmişti. Yetim olarak doğdular. Melekler sordu:

  • Sahip olunan şey ne kadar kıymetli olursa onun korunması, muhafaza edilmesi de o derece önem kazanır. Eline çok kıymetli bir mücevher geçen kişi bunun nasıl korunacağını bilmelidir. Çaldırma korkusundan uykusu kaçmalıdır. Çalındığında, kırıldığında meydana gelecek olan üzüntü çoktur. Mücevherin kıymeti ne kadar çok olursa kaybolduğundaki üzüntüsü de o kadar çok olur...