Terviye Günü ve Arefe Günü Yaklaşırken

Tarih: 2013-10-14 | Yazar : Mehmet Said Arvas | Kategori : Genel

Zilhicce ayının 8’inci günü; yani hacıların Mekke’den Mina’ya çıkacağı güne “Terviye Günü” denir. Bu sene önümüzdeki pazar günüdür. Arefe günü ise Kurban Bayramından bir önceki gündür. Pazartesi günü idrâki ile şerefleneceğiz inşallah. Hadis-i şeriflerde buyruluyor ki: “Arefe günü oruç tutanların, iki senelik günâhları af olunur, biri geçmiş senenin, diğeri gelecek senenin günâhıdır.” “Arefe günü bin ihlas sûresi okuyanın bütün günahları af olur ve duası kabul olur.” (Hepsini Besmele ile okumalıdır)

***

Enes bin Malik radıyallahü anh rivâyet ediyor: Arefe günü, Peygamber efendimiz (aleyhisselâm) Arafat’ta vakfe yaparken şöyle buyurdu: Ey insanlar! Az önce Cebrail aleyhisselam geldi, Rabbimden bana selâm getirdi ve şu müjdeyi verdi: Arafat ehli tamamen mağfiret olundular. Hazreti Ömer sordu: “Ya Resulallah! Bu yalnız bize mi mahsus, yoksa bizden sonra vakfe yapacaklar da bu nimete kavuşacaklar mı?” Cevap olarak, “Bu müjde size ve kıyamete kadar gelecek olan bütün hacılaradır” buyurdular. Rabbimiz, Arefe günü toplanan mü’minleri, meleklere gösterir ve; “Bunlar niçin toplanmışlar biliyor musunuz? Onları ben davet ettim, benim davetime icâbet ettiler ve dünyanın dört bir yanından çok uzak mesafeler katederek burada toplandılar. Siz şahit olun ben bunların tamamını affettim, annelerinden yeni doğmuş bebek gibi günahsız hale geldiler” buyurur. Bu mübarek günde, doğudan, batıdan, güneyden, kuzeyden ve dünyanın en ücra köşelerinden gelen insanlar aynı yerde, bir arada, aynı ibadetleri yapıyorlar... Renkleri ayrı, dilleri ayrı, âdet ve ananeleri ayrı, memleketleri ve ırkları ayrı olan lakin bir mekânda toplanmışlar. Birbirlerinin konuştuklarını anlamıyorlar ama birbirlerine muhabbetle bakıyorlar. Zenginiyle, fakiriyle, güçlüsüyle, güçsüzüyle bütün hacılar aynı kıyafetler içinde, aynı mahrumiyetleri yaşayarak vazifelerini yapıyorlar. Böylece makam, mevki, mal mülk ile böbürlenmeyi unutup, mahşer gününü hatırlıyorlar. Hayaline bile insanın doyamadığı bu muhteşem manzarayı yaşamak ne kadar güzeldir... Yeryüzünün cenneti... Bu, yazı ile anlatılamaz.

***

Âdem babamızdan beri bize kin güden, bizim yüzümüzden cennetten kovulduğu, lânetlendiği için, bizi en büyük düşman olarak gören şeytanlar zaman zaman bize birçok günah işletmişler ve sevinmişlerdir. Bütün bu günahların bir günde affedilmesi onları âdeta çılgına çevirir. En çok üzüldükleri gün de Arefe günü olur. Arefe günü, Arafat’ta bulunma saadetine eren bir insanın, “Benim günahlarım çoktur, affolunmam zordur” demesi ve Rabbinin mağfiretinden ümit kesmesi büyük günahtır. Af olunacağına inanması gerekir. Günahlarımız ne kadar çok olursa olsun, Rabbimizin rahmetinden daha çok olamaz. Yeter ki biz, tövbenin şartlarını yerine getirerek ona yalvaralım, O’ndan af dileyelim. Terviye ve Arefe gününüzü şimdiden tebrik ederim efendim...




Etiketler:


Yazarın (Mehmet Said Arvas) Diğer Yazıları

  • Ölümden korkan, ölümü, yolunda onu bekleyen ve mutlaka yakalayıp parçalayacak bir canavar zanneden adam nasıl mutlu olur? Kaçışı mümkün olmayan bir akıbet hepimizi bekliyor.

  • Biz, bu dünya için yaratılmadık. Dünyaya gönderiliş gayemiz, ahiretimizi kazanmak içindir...

  • Altın Nasihatler

    2014-04-04

    Hazret-i Ali, bir suikast neticesi şehit olmak üzereydi. Evlatlarını topladı ve nasihatlerde bulundu. Bizler de bu nasihatlerden istifade etmeliyiz...

  • Bir insan hasta ise, ilaç kullanmadan sıhhat bulması oldukça zordur. İnsanlar da sabretmek zorundadır. Sabretmez ise hayatı hep sıkıntılarla geçer.

  • Âlemlere rahmet olarak gönderilen, yaratılmışların en şereflisi ve üstünü Sevgili Peygamberimiz buyurdu ki: "Beni Rabbim terbiye etti; güzel bir şekilde terbiye etti!.."

  • Geçen pazartesi günü (4 Kasım'da) takvimler 1 Muharrem 1435'i gösterdi. Yani hicri yeni bir yıl başladı. Önümüzdeki salı akşamı "Aşûre Gecesi"ni; çarşamba da "Aşûre Günü"nü idrak edeceğiz inşallah..

  • İnsan her şeyin en güzel olanını kendisi için ister. Çünkü insan en çok kendini sever, kendini sevenleri sever, sevmeyenleri sevmez

  • İnsan iki şeyden meydana gelir: Ruh ve ceset! Bunlar beraber oldukça yeryüzünde hayat devam eder.

  • Zilhicce ayının 8’inci günü; yani hacıların Mekke’den Mina’ya çıkacağı güne “Terviye Günü” denir. Bu sene önümüzdeki pazar günüdür.

  • Bir Müslümanın yaptığı ibadetleri, iyilikleri beğenmesi, bunlarla övünmesi dinimizin yasakladığı şeylerdendir

  • Dil; küçücük bir organdır fakat ibadeti de, isyanı da büyüktür. Küfür ve iman ancak dilin şehâdetiyle açığa çıkar.

  • Din büyüklerimiz, “Dünya hiçtir, ona kıymet verip peşinden koşan da hiçtir. Dünyanın, Allah indinde hiç kıymeti yoktur” buyuruyorlar, ancak dünyanın iki güzel yüzü vardır

  • Bir Ömre Bedel

    2013-06-21

    İnsanların ömrü eskiden çok uzun olurdu. Nuh aleyhisselamın 950 sene peygamberlik yaptığı âyet-i kerime ile sabittir. Şit aleyhisselam 500 sene çadırda yaşamış, demişler ki: "Böyle rahatsız oluyorsunuz size bir ev yapalım." Demiş ki: "Ömrümüzün yarısı geçti, şurada kaldı bir 500 senemiz, onu da burada geçiririz..."

  • Receb ayının 27. gecesi, yani önümüzdeki 5 Haziran çarşambayı perşembeye bağlayan gece, mübarek Mirâc Kandilidir...

  • Büyük İslâm âlimi İmam-ı Gazali (rahmetullahi aleyh) buyuruyor ki: Zevkler üç türlüdür. 1- Yabani hayvanlarla müşterek aldığımız zevkler... 2- Diğer hayvanlarla birlikte duyduğumuz tatlar... 3- Aklımızla kalbimizle ruhumuzla kavuştuğumuz hazlar...

  • Rabbimize şükürler olsun; geçtiğimiz cumartesi günü mübarek "Üç Aylar"a kavuştuk. Bu gece de inşaallah Regâib Kandilini idrak edeceğiz. Hepinizin kandili mübarek olsun...

  • SUSAN KURTULDU

    2013-05-02

    Konuşabilme kabiliyeti, insanlara verilen en büyük nimetlerden bir tanesidir. Hayvanların dili, bizim dilimizden çok daha büyük olmasına rağmen onlar konuşamıyorlar... Konuşmakla derdimizi daha rahat anlatabiliyoruz, ilim öğreniyor ve öğretiyoruz. Daha sayılamayacak kadar çok faydaları var. Bunun yanında, dilimizden dolayı büyük sıkıntılar da başımıza gelmiyor değil...

  • Rabbimiz bizi zayıf ve aciz yaratmıştır. İnsanlar her hal-u kârda bir yerlerden medet umarlar. Karşılaştıkları ve karşılaşacakları sıkıntılardan onları kurtaracak bir "el" ararlar.

  • Hulefa-i Raşidin'in üçüncüsü, cennetle müjdelenenlerden birisi, meleklerin bile kendisinden hayâ ettikleri; Hazreti Osman radıyallahü anh buyuruyor ki: 

  • Ruhun da Ruhu Var

    2013-03-04

    Mâlum insan iki şeyden meydana gelir: Ruh ve ceset! Bunlar beraber oldukça yeryüzünde hayat devam eder. Ruh ayrılınca bedenin kıymeti kalmaz ve hiçbir işe yaramaz. Ruhsuz ceset soğur, rengi kaçar, kokmaya başlar. Hele sıcak mevsimlerde ve sıcak yerlerde kokuşma daha hızlı olur. Bu yüzden cenazeleri bir an önce defnetmeye bakarlar.

  • Düzgün İtikat

    2013-02-11

    Kalp hastalıklarından en tehlikelisi, bid’attir. Yani yanlış, bozuk itikattır.Bilhassa zamanımızda Müslümanların çoğu, bu kötü hastalığa yakalanmışlardır. His organları ile anlaşılamayan, hesap ile ulaşılamayan şeylerde akıl yürütmek insanı bu hastalığa sürükler.Aklın ermediği ve yanıldığı şeylerde akla uyarak hareket etmek cahilliktir. Böylelerini fen adamı, filozof sanarak onlara uymak felakettir. Onları taklit etmek ahirette çok büyük sıkıntılara sebeb olur

  • Hazret-i Ebubekir daha ilk teklifte Müslüman olan bir zirveydi, Efendimizi hiç üzmedi. Büyük sıkıntılara katlandı, din-i mubîni İslâma çok hizmet etti. Kimsenin malı ona Ebubekir'in malı kadar faydalı olmadı. Bu fedakârlığa karşı kızı ile evlenerek Hazret-i Ebubekir'le akraba oldu... Hazret-i Aişe müstesna biriydi. Dinimizin birçok hükmü onun rivayet ettiği hadis-i şeriflerle belirlendi...

  • Rabbimiz, Musa aleyhisselâma kullarının çoğundan "bazı hususlarda" şikâyetçi olduğunu bildirdi: 1- "Benim onlara ihsan ettiğim malımdan çok cüz'i bir miktarını borç istedim. Cimrilik yaptılar, vermediler.

  • Gelecek çarşamba gecesi (23 Ocak) mübarek Mevlid Kandilini idrak edeceğiz inşallah... Rabbimize ne kadar şükretsek yine de azdır. O mübarek gecede kavuşacağımız nimetler çok büyüktür. Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz aleyhisselam dünyamızı ve bütün kâinatı o gece şereflendirdi...

  • Âlemlere rahmet olarak gönderilen, yaratılmışların en şereflisi ve üstünü Sevgili Peygamberimiz buyurdu ki: “Beni Rabbim terbiye etti; güzel bir şekilde terbiye etti!..”Daha dünyaya gelmeden ve kâinatı şereflendirmeden birkaç ay önce muhterem babaları Abdullah vefât etmişti. Yetim olarak doğdular. Melekler sordu:

  • Sahip olunan şey ne kadar kıymetli olursa onun korunması, muhafaza edilmesi de o derece önem kazanır. Eline çok kıymetli bir mücevher geçen kişi bunun nasıl korunacağını bilmelidir. Çaldırma korkusundan uykusu kaçmalıdır. Çalındığında, kırıldığında meydana gelecek olan üzüntü çoktur. Mücevherin kıymeti ne kadar çok olursa kaybolduğundaki üzüntüsü de o kadar çok olur...