Kibir Ve Ucubdan Kurtulmak İçin

Tarih: 2013-09-12 | Yazar : Mehmet Said Arvas | Kategori : Genel

Bir Müslümanın yaptığı ibadetleri, iyilikleri beğenmesi, bunlarla övünmesi dinimizin yasakladığı şeylerdendir. Buna “ucub” denir. Lâkin bunların Allahü teâlâdan gelen nimetler olduğunu düşünerek sevinmesi kötü huy değildir. Bunları kendinden bilir, kendi kazandığını sanırsa tehlikelidir.Nimetlere kendi elimizle, gayretimizle kavuşamayız. Bunun bir “ihsan-ı ilâhi” olduğunu düşünmeliyiz. Böyle düşünmek müstehaptır, ancak ucub tehlikesi mevzubahis ise farz olur.

İnsanı yaptıklarını beğenmeye sürükleyen sebeplerin başında cehalet ve gaflet gelir. Bu kötü huydan kurtulmak için, “her şeyin Allahü teâlânın dilemesi ve yaratması ile meydana geldiği” unutulmamalıdır. İlim, akıl, ibadet, mal, evlat, makâm gibi nimetlerin Rabbimizin lütfu ihsanı olduğunu hatırlamalıdır.
İnsana faydalı olan, tatlı gelen şeye “nimet” denir ki gönderen elbette Allahü teâlâdır. Ondan başka yaratıcı ve gönderici yoktur...
SIKINTILARIN SEBEBİ!..
Eshab-ı kiramdan (aleyhimürrıdvan) bazıları Huneyn Gâzasında askerin çokluğunu gördüler ve “biz artık mâğlup olmayız” dediler. Bu sözler Resulullah Efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem) mâlum oldu, çok üzüldüler. Nitekim harbin başlangıcında Cenab-ı Hakkın yardımı gelmedi, sıkıntılı anlar yaşandı. Sonra Rabbimiz merhamet etti, nusret-i ilahi imdada yetişti.
Davud aleyhisselâm dua ederken “Ya Rabbi! Evlatlarımdan birkaçının namaz kılmadığı hiçbir gece yoktur ve oruç tutmadıkları hiçbir gün geçmemiştir” deyince Allahü teala cevaben buyurdu ki:
“Ben dilemeseydim, kuvvet ve imkân vermeseydim bunların hiçbiri yapılamazdı.”
Kibir, kendini başkasından üstün göstermek, ucub ise kendini başkasından üstün bilmektir. Hiç kimsenin bulunmadığı bir yerde insan ucub sahibi olabilir, fakat kendini büyük gösteremez kibirlenemez.
Kibir ve ucubdan kurtulmak için tevâzu sahibi olmaya çalışmalıdır. Kavuştuğu nimetleri kendinden bilmeyen kurtulur. Diyelim bir kimse güzeldir, yakışıklıdır. Bundan dolayı kendini beğenirse ucub olur. Sahip olduğu güzelliği kendinden değil de Allahü teâlânın lütfu olduğunu düşünürse ve şükrederse sevap kazanır.
Günahkârları beğenmemeli, fakat kendini günahkârlardan üstün de görmemelidir. Kendini cennetlik, günahkârları cehennemlik bilmemelidir. Hatta kâfir için bile böyle düşünmemeli. Kâfir bir Kelime-i şehadet getirerek cennetlik olabilir, kendisi de mahzurlu bir söz söyleyerek cehenneme yuvarlanabilir!..
Kibir ve ucbun ne büyük tehlike olduğunu İmam-ı Gâzâli rahmetullahi aleyh "İhya-ul ulum" kitabında şu menkıbe ile anlatıyor:
İsa aleyhisselâm, bir havarisi ile yürümektedirler. Hırsızın biri onları uzaktan görür, yaptıklarına pişman olur, bereketlenmek için peşleri sıra gelir. Havari “bu da nereden çıktı şimdi” der, “aman bizden uzak dursun da!..” Adımlarını hızlandırır, İsa aleyhisselâma yaklaşır.
Hırsız ise “ben bu mübareklerle birlikte yürümeye lâyık değilim” deyip adımlarını yavaşlatır.
Allahü teala Hazret-i İsa’ya vahyeder:
“Onlara söyle! İkisinin de o ana kadar yaptıklarını sildim. Kendini beğendiği için havarinin ibadetlerini mahvettim. Kendini aşağı gördüğü için hırsızın günahlarını affettim. Şimdi ikisi de yeniden başlasınlar.”
Hazret-i Aişe validemize sormuşlar:
-İnsan ne zaman kötülük işler?
-İyi şeyler yaptığını sandığı zaman!
"MÜHİM OLAN SONDUR!.."
Bir zaman bir abid vardır. İbadetlerinde adaba dikkat eder, namazını düzgün kılar... Gencin biri ona hayran hayran bakınca “Bak evlâdım” der; “Şeytan da uzun yıllar ibadet etti. Akıbeti mâlum... Mühim olan sondur. İbadetlerimin kabul olup olmadığı meçhul. Kaldı ki kabul olsa bile bir gözümün şükrünü edaya yetmez!”
Bunun için din büyükleri buyurmuş ki: “Sonu tevbe ile biten bir günah, sonu ucubla biten bir ibadetten daha hayırlıdır.”
Hadis-i şerifte buyruldu ki:
“Günah işlemeseydiniz, bundan daha zararlı olan ucubdan korkardım.”



Etiketler: Kibir,Ucub


Yazarın (Mehmet Said Arvas) Diğer Yazıları

  • Ölümden korkan, ölümü, yolunda onu bekleyen ve mutlaka yakalayıp parçalayacak bir canavar zanneden adam nasıl mutlu olur? Kaçışı mümkün olmayan bir akıbet hepimizi bekliyor.

  • Biz, bu dünya için yaratılmadık. Dünyaya gönderiliş gayemiz, ahiretimizi kazanmak içindir...

  • Altın Nasihatler

    2014-04-04

    Hazret-i Ali, bir suikast neticesi şehit olmak üzereydi. Evlatlarını topladı ve nasihatlerde bulundu. Bizler de bu nasihatlerden istifade etmeliyiz...

  • Bir insan hasta ise, ilaç kullanmadan sıhhat bulması oldukça zordur. İnsanlar da sabretmek zorundadır. Sabretmez ise hayatı hep sıkıntılarla geçer.

  • Âlemlere rahmet olarak gönderilen, yaratılmışların en şereflisi ve üstünü Sevgili Peygamberimiz buyurdu ki: "Beni Rabbim terbiye etti; güzel bir şekilde terbiye etti!.."

  • Geçen pazartesi günü (4 Kasım'da) takvimler 1 Muharrem 1435'i gösterdi. Yani hicri yeni bir yıl başladı. Önümüzdeki salı akşamı "Aşûre Gecesi"ni; çarşamba da "Aşûre Günü"nü idrak edeceğiz inşallah..

  • İnsan her şeyin en güzel olanını kendisi için ister. Çünkü insan en çok kendini sever, kendini sevenleri sever, sevmeyenleri sevmez

  • İnsan iki şeyden meydana gelir: Ruh ve ceset! Bunlar beraber oldukça yeryüzünde hayat devam eder.

  • Zilhicce ayının 8’inci günü; yani hacıların Mekke’den Mina’ya çıkacağı güne “Terviye Günü” denir. Bu sene önümüzdeki pazar günüdür.

  • Bir Müslümanın yaptığı ibadetleri, iyilikleri beğenmesi, bunlarla övünmesi dinimizin yasakladığı şeylerdendir

  • Dil; küçücük bir organdır fakat ibadeti de, isyanı da büyüktür. Küfür ve iman ancak dilin şehâdetiyle açığa çıkar.

  • Din büyüklerimiz, “Dünya hiçtir, ona kıymet verip peşinden koşan da hiçtir. Dünyanın, Allah indinde hiç kıymeti yoktur” buyuruyorlar, ancak dünyanın iki güzel yüzü vardır

  • Bir Ömre Bedel

    2013-06-21

    İnsanların ömrü eskiden çok uzun olurdu. Nuh aleyhisselamın 950 sene peygamberlik yaptığı âyet-i kerime ile sabittir. Şit aleyhisselam 500 sene çadırda yaşamış, demişler ki: "Böyle rahatsız oluyorsunuz size bir ev yapalım." Demiş ki: "Ömrümüzün yarısı geçti, şurada kaldı bir 500 senemiz, onu da burada geçiririz..."

  • Receb ayının 27. gecesi, yani önümüzdeki 5 Haziran çarşambayı perşembeye bağlayan gece, mübarek Mirâc Kandilidir...

  • Büyük İslâm âlimi İmam-ı Gazali (rahmetullahi aleyh) buyuruyor ki: Zevkler üç türlüdür. 1- Yabani hayvanlarla müşterek aldığımız zevkler... 2- Diğer hayvanlarla birlikte duyduğumuz tatlar... 3- Aklımızla kalbimizle ruhumuzla kavuştuğumuz hazlar...

  • Rabbimize şükürler olsun; geçtiğimiz cumartesi günü mübarek "Üç Aylar"a kavuştuk. Bu gece de inşaallah Regâib Kandilini idrak edeceğiz. Hepinizin kandili mübarek olsun...

  • SUSAN KURTULDU

    2013-05-02

    Konuşabilme kabiliyeti, insanlara verilen en büyük nimetlerden bir tanesidir. Hayvanların dili, bizim dilimizden çok daha büyük olmasına rağmen onlar konuşamıyorlar... Konuşmakla derdimizi daha rahat anlatabiliyoruz, ilim öğreniyor ve öğretiyoruz. Daha sayılamayacak kadar çok faydaları var. Bunun yanında, dilimizden dolayı büyük sıkıntılar da başımıza gelmiyor değil...

  • Rabbimiz bizi zayıf ve aciz yaratmıştır. İnsanlar her hal-u kârda bir yerlerden medet umarlar. Karşılaştıkları ve karşılaşacakları sıkıntılardan onları kurtaracak bir "el" ararlar.

  • Hulefa-i Raşidin'in üçüncüsü, cennetle müjdelenenlerden birisi, meleklerin bile kendisinden hayâ ettikleri; Hazreti Osman radıyallahü anh buyuruyor ki: 

  • Ruhun da Ruhu Var

    2013-03-04

    Mâlum insan iki şeyden meydana gelir: Ruh ve ceset! Bunlar beraber oldukça yeryüzünde hayat devam eder. Ruh ayrılınca bedenin kıymeti kalmaz ve hiçbir işe yaramaz. Ruhsuz ceset soğur, rengi kaçar, kokmaya başlar. Hele sıcak mevsimlerde ve sıcak yerlerde kokuşma daha hızlı olur. Bu yüzden cenazeleri bir an önce defnetmeye bakarlar.

  • Düzgün İtikat

    2013-02-11

    Kalp hastalıklarından en tehlikelisi, bid’attir. Yani yanlış, bozuk itikattır.Bilhassa zamanımızda Müslümanların çoğu, bu kötü hastalığa yakalanmışlardır. His organları ile anlaşılamayan, hesap ile ulaşılamayan şeylerde akıl yürütmek insanı bu hastalığa sürükler.Aklın ermediği ve yanıldığı şeylerde akla uyarak hareket etmek cahilliktir. Böylelerini fen adamı, filozof sanarak onlara uymak felakettir. Onları taklit etmek ahirette çok büyük sıkıntılara sebeb olur

  • Hazret-i Ebubekir daha ilk teklifte Müslüman olan bir zirveydi, Efendimizi hiç üzmedi. Büyük sıkıntılara katlandı, din-i mubîni İslâma çok hizmet etti. Kimsenin malı ona Ebubekir'in malı kadar faydalı olmadı. Bu fedakârlığa karşı kızı ile evlenerek Hazret-i Ebubekir'le akraba oldu... Hazret-i Aişe müstesna biriydi. Dinimizin birçok hükmü onun rivayet ettiği hadis-i şeriflerle belirlendi...

  • Rabbimiz, Musa aleyhisselâma kullarının çoğundan "bazı hususlarda" şikâyetçi olduğunu bildirdi: 1- "Benim onlara ihsan ettiğim malımdan çok cüz'i bir miktarını borç istedim. Cimrilik yaptılar, vermediler.

  • Gelecek çarşamba gecesi (23 Ocak) mübarek Mevlid Kandilini idrak edeceğiz inşallah... Rabbimize ne kadar şükretsek yine de azdır. O mübarek gecede kavuşacağımız nimetler çok büyüktür. Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz aleyhisselam dünyamızı ve bütün kâinatı o gece şereflendirdi...

  • Âlemlere rahmet olarak gönderilen, yaratılmışların en şereflisi ve üstünü Sevgili Peygamberimiz buyurdu ki: “Beni Rabbim terbiye etti; güzel bir şekilde terbiye etti!..”Daha dünyaya gelmeden ve kâinatı şereflendirmeden birkaç ay önce muhterem babaları Abdullah vefât etmişti. Yetim olarak doğdular. Melekler sordu:

  • Sahip olunan şey ne kadar kıymetli olursa onun korunması, muhafaza edilmesi de o derece önem kazanır. Eline çok kıymetli bir mücevher geçen kişi bunun nasıl korunacağını bilmelidir. Çaldırma korkusundan uykusu kaçmalıdır. Çalındığında, kırıldığında meydana gelecek olan üzüntü çoktur. Mücevherin kıymeti ne kadar çok olursa kaybolduğundaki üzüntüsü de o kadar çok olur...