Din büyüklerimiz, “Dünya hiçtir, ona kıymet verip peşinden koşan da hiçtir. Dünyanın, Allah indinde hiç kıymeti yoktur” buyuruyorlar, ancak dünyanın iki güzel yüzü vardır.
Birincisi: Esma-i Hüsnanın tecellisini görmek mümkün. Meselâ Muhyi (dirilten) sıfatına günde binlerce defa şahit oluyoruz. Binlerce insan, binlerce hayvan, milyonlarca bitki hep Muhyi sıfatı ile meydana geliyor. Mümit (öldüren) sıfatı ile de binlerce defa karşılaşıyoruz. Yaratılan bütün canlılar gıdaya muhtaçtır. Karada ve denizde yaşayanların hepsi rızkını alıyor, hayatları devam ediyor. Rezzâk sıfatını da görebiliyoruz.
İkincisi; Dünya ahiretin tarlasıdır. Burada ne ekersen, ahirette onu biçersin! Mekhul-i Dimışkî bir talebesine sorar:
-Cennete girmeyi istiyor musun?
-Elbette hocam. Cenneti kim sevmez?
-O halde ölümü de seveceksin. İnsan ölmeden cennete giremez. Cennetin yolu oradan geçer. Dünyaya gelmeden de cennete gidilmez.
Dünya peygamberlerin namaz kıldıkları yerdir. Melekler vahiy getirmiş ibadet etmişlerdir. Burada inanır, taatte bulunuruz. Allahü teâlâya münacat ederiz. Şeref olarak insana ebedi saâdeti kazandırması yeter.
İslâmın şartlarından ikisi hac ile zekât zengin olanlara farzdır. Bir oruçluya sofra kuran, iftar açtıran, oruç tutmuş gibi sevap kazanır. Ki bu da para iledir.
“DÜNYADA İSTİYORUM!”
Musa aleyhisselâm zamanında fakir bir adam yaşarmış. Bir gün “Ya Musa” demiş, “Sen, Kelimullahsın! Hâlimi Rabbime arz et, bana biraz para versin!” O da arz eder. Cevap manidardır: “Kuluma söyle, istiyorsa dünyada vereyim, istiyorsa ahirette.” Adam, “Dünyada olsun” der.
Musa âleyhisselâm “Üç günlük dünyayı ne yapacaksın” buyurur, “Hem yeryüzünün tamamı senin olsa ne kıymeti var? Bırakıp gitmeyecek misin sonunda? Halbuki ahiret nimetleri ebedidir, bitmez, azalmaz.”
- Allahü teâlâ seçimi bana bıraktı değil mi?
- Evet.
- Öyleyse burada istiyorum.
Musa aleyhisselam çaresiz kalır: “Ya Rabbi sana mâlum. Kulun dünyada istiyor.”
Allahü teâlâ zikrolunan şahsa nimetler yağdırır. Ama o biriktirmez, bir taraftan gelir, diğer taraftan hayra harcar. Nerede yetim var gözetir kollar, nerede bir borçlu var, hesabını kapar. Ve birkaç yıl yaşayıp vefat eder...
Musa âleyhisselam bakar ki cennette şahane bir köşkte oturuyor... Çok şaşırır!
-Ya Rabbi bu kulun ahireti değil dünyayı arzulamıştı, bu makâmı nasıl kazandı?
- Doğrudur o dünyada istedi biz de verdik. Bu köşkü parası ile satın aldı!
Parası ile cennette köşk satın alan yalnız o değil, Eshab-ı kiram efendilerimiz de (aleyhimürrıdvan) bu nimete kavuştular.
Mesela Hazret-i Osman Medine-i Münevvere’ye hicret edince halkın içme suyu sıkıntısı çektiğine şahit olur. Evet şehirde suyunun tadı ile tanınan bir kuyu (Rume Kuyusu) vardır ama sahibi olacak Yahudi işi ticarete dökmüştür, çok pahalı satmaktadır. Müminlerin gücü yetmez ki alıp içseler...
Aleyhisselatü vesselâm Efendimiz “Bu kuyuyu satın alıp vakfedeni” cennet köşkleri ile müjdeler.
Osman Zinnureyn durur mu? Kuyu sahibine gider ve talip olur.
Yahudi tıkır tıkır para kazanmaktadır, buna yanaşmaz. Hazreti Osman o zaman “Ortak olalım” der, buna razı olur. Anlaşmaya göre kuyunun suyunu bir gün Yahudi satacaktır bir gün Osman (radıyallahü anh).
Hazret-i Osman kendisine ait günlerde fakir fukaraya açar, kimseden kuruş almaz. Onlar da kaplarını iki günlük doldururlar. Ertesi gün suya ihtiyaçları kalmaz.
Yahudi bakar bu işten para kazanamayacak. Kuyunun diğer yarısını da teklif eder. Hazret-i Osman öbür dilimi gayet mâkul bir fiyatla alır ve halka bağışlar.
Bakın şu ihlâsa ki Rume Kuyusu müminleri suluyor hâlâ...
MALI YERİNDE KULLANMALI!
Hasılı mal, para yerinde kullanılırsa sahibini ateşten korur.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Sadaka insana gelecek olan belâyı defeder, ömrü uzatır!”
“Hurma tanesinin bir parçası ile de olsa onu birine vererek kendinizi ateşten koruyunuz.”
“Helâlinden kazanılmış malın, salih insanların elinde bulunması ne kadar güzeldir.”
Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) kendilerine 10 yıl hizmette şereflenen Enes bin Mâlik’e de dua eder: “Ya Rabbi! Enes’e çok mal ihsan eyle!”
Şüphesiz Hazret-i Enes (radıyallahü anh) dahi dünyada iken köşkünü satın alanlardandır...