Mirac Kandili Yaklaşırken

Tarih: 2013-06-05 | Yazar : Mehmet Said Arvas | Kategori : Genel

Receb ayının 27. gecesi, yani önümüzdeki 5 Haziran çarşambayı perşembeye bağlayan gece, mübarek Mirâc Kandilidir...

Mirâc merdiven demektir. Resulullahın göklere çıkarıldığı, bilinmeyen yerlere götürüldüğü gecedir. İnsanlar, aciz yaratıldığı için, bir yerden medet ummaya, bir yerden güç almaya mecburdur. Başka türlü sıkıntı veren hadiselere, hastalıklara karşı direnemez.

Rabbimiz bu ihtiyacımızı bildiği için bize Peygamberler (aleyhimüsselam) gönderdi. Gerçek ve hak olan mabudumuzu bizlere bildirdi. Peygamberlerin arasındaki zaman uzadıkça, insanlar bu ihtiyaçlarını temin için başka şeylere tapmaya ve onlardan medet ummaya başladılar. Sevgili Peygamberimiz dünyamızı ve kâinatı şereflendirmeden önce insanlar bilhassa Arap yarımadasındakilerin tamamına yakını putlara tapıyorlardı.

RABBİMİZ BİZE ACIDI!..

Bizleri yoktan var eden, yerde ve gökte ne varsa hepsini bize hizmet ettiren Rabbimiz, bize acıyarak en son ve en büyük, yaratılmışların en şereflisi olan Resûlünü bizlere gönderdi.

Taşlardan, ağaçlardan meydana getirilen cansız varlıkların ilâh olamayacağını, onlardan hiçbir zaman iyilik ve kötülük meydana gelmeyeceğini çok açık bir dille onlara anlattı. Onlar da çok iyi biliyorlardı ki, daha dün hiçbir değeri olmayan bu nesneler, bugünde de fayda veremezler. Ama ne yapsınlar, baba ve dedelerini hep böyle görmüşlerdi.Bu akıl ve mantık dışı olan yaptıklarında ısrar ediyorlar, yapılan nasihatler bir türlü kâr etmiyordu.

Dünyanın en şefkatli kalbine sahip olan Sevgili Peygamberimiz, putlara tapanların sonunun Cehennem olacağını biliyor ve onlara acıyordu. Fakat onlar kendilerine acımıyorlardı. Gece ve gündüz durmadan kavmini hidayete davet ediyordu.Dokuz senede çok az sayıda kimse Müslüman olmuştu. Mekke halkı iman etmiyor, edenlere de vahşice işkence yapıyorlardı.

Bilselerdi, dünyanın en büyük nimetine kavuşmuşlardı. O mübarek zâtın elini, ayağını öpecekleri yerde üzüyorlardı...

VE TAİF YOLLARINDA...

Kureyş kâfirlerinden artık ümit kesilmişti. Civar illere gidip belki onların ateşten kurtulmalarına vesile olabilirim düşüncesiyle Resûl-i ekrem, hicretten bir yıl önce yanlarına Zeyd bin Harise'yi de alarak Taif'e gitti.Taif halkına bir müddet nasihat etti. Hiç kimse iman etmedi. Alay ettiler, işkence yaptılar, çocuklara taşlattılar. Mübarek ayakkabıları kanla doldu.

Kalpleri çok kırılmıştı, çok üzgün idiler. Onları Cehennem'den kurtarmaya uğraşanlar böyle mi karşılık göreceklerdi?

Oldukça yorgun idiler. Hava da çok sıcaktı; biraz dinlenmek için yolun kenarına oturdular. Peygamberimiz aleyhisselam;

"Ey Rabbim! Sen benden razı isen, başıma gelenler önemli değildir" diye dua etti.

Cebrâil aleyhisselam geldi, Rabbimizin selamını getirdi ve dedi ki:

"İman etmeyen kavimlerin tamamı helâk oldular. Habibim isterse kendisi ile beraber iman edenler çıksın! Ben dağlara hükmeden meleklere emrederim, etraftaki iki dağı birleştirir ve hepsini yok ederler."

"İNATLARINDAN VAZGEÇERLERSE!"

Âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz buna razı olmadı. Dedi ki:

"Hayır ya Rabbi! Bunlar bilmiyorlar, bilselerdi böyle yapmazlardı. Belki ileride bu inatlarından vazgeçer ve imanla şereflenirler. Olabilir ki, bunların zürriyetinden dinimize hizmet eden bir nesil meydana gelir..."

Öyle de oldu... Eshab-ı kirâmın sayısı 150 bin civarında oldu. Onlardan sonra Tâbiinden de büyük âlimler, büyük mücâhidler meydana geldi ve mukaddes dinimizi bize kadar ulaştırdılar...

Hepinizin Mirâc Kandilini şimdiden tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını Rabbimizden temenni ediyorum...




Etiketler: Mirac Kandili, Mehmet Said Arvas,


Yazarın (Mehmet Said Arvas) Diğer Yazıları

  • Ölümden korkan, ölümü, yolunda onu bekleyen ve mutlaka yakalayıp parçalayacak bir canavar zanneden adam nasıl mutlu olur? Kaçışı mümkün olmayan bir akıbet hepimizi bekliyor.

  • Biz, bu dünya için yaratılmadık. Dünyaya gönderiliş gayemiz, ahiretimizi kazanmak içindir...

  • Altın Nasihatler

    2014-04-04

    Hazret-i Ali, bir suikast neticesi şehit olmak üzereydi. Evlatlarını topladı ve nasihatlerde bulundu. Bizler de bu nasihatlerden istifade etmeliyiz...

  • Bir insan hasta ise, ilaç kullanmadan sıhhat bulması oldukça zordur. İnsanlar da sabretmek zorundadır. Sabretmez ise hayatı hep sıkıntılarla geçer.

  • Âlemlere rahmet olarak gönderilen, yaratılmışların en şereflisi ve üstünü Sevgili Peygamberimiz buyurdu ki: "Beni Rabbim terbiye etti; güzel bir şekilde terbiye etti!.."

  • Geçen pazartesi günü (4 Kasım'da) takvimler 1 Muharrem 1435'i gösterdi. Yani hicri yeni bir yıl başladı. Önümüzdeki salı akşamı "Aşûre Gecesi"ni; çarşamba da "Aşûre Günü"nü idrak edeceğiz inşallah..

  • İnsan her şeyin en güzel olanını kendisi için ister. Çünkü insan en çok kendini sever, kendini sevenleri sever, sevmeyenleri sevmez

  • İnsan iki şeyden meydana gelir: Ruh ve ceset! Bunlar beraber oldukça yeryüzünde hayat devam eder.

  • Zilhicce ayının 8’inci günü; yani hacıların Mekke’den Mina’ya çıkacağı güne “Terviye Günü” denir. Bu sene önümüzdeki pazar günüdür.

  • Bir Müslümanın yaptığı ibadetleri, iyilikleri beğenmesi, bunlarla övünmesi dinimizin yasakladığı şeylerdendir

  • Dil; küçücük bir organdır fakat ibadeti de, isyanı da büyüktür. Küfür ve iman ancak dilin şehâdetiyle açığa çıkar.

  • Din büyüklerimiz, “Dünya hiçtir, ona kıymet verip peşinden koşan da hiçtir. Dünyanın, Allah indinde hiç kıymeti yoktur” buyuruyorlar, ancak dünyanın iki güzel yüzü vardır

  • Bir Ömre Bedel

    2013-06-21

    İnsanların ömrü eskiden çok uzun olurdu. Nuh aleyhisselamın 950 sene peygamberlik yaptığı âyet-i kerime ile sabittir. Şit aleyhisselam 500 sene çadırda yaşamış, demişler ki: "Böyle rahatsız oluyorsunuz size bir ev yapalım." Demiş ki: "Ömrümüzün yarısı geçti, şurada kaldı bir 500 senemiz, onu da burada geçiririz..."

  • Receb ayının 27. gecesi, yani önümüzdeki 5 Haziran çarşambayı perşembeye bağlayan gece, mübarek Mirâc Kandilidir...

  • Büyük İslâm âlimi İmam-ı Gazali (rahmetullahi aleyh) buyuruyor ki: Zevkler üç türlüdür. 1- Yabani hayvanlarla müşterek aldığımız zevkler... 2- Diğer hayvanlarla birlikte duyduğumuz tatlar... 3- Aklımızla kalbimizle ruhumuzla kavuştuğumuz hazlar...

  • Rabbimize şükürler olsun; geçtiğimiz cumartesi günü mübarek "Üç Aylar"a kavuştuk. Bu gece de inşaallah Regâib Kandilini idrak edeceğiz. Hepinizin kandili mübarek olsun...

  • SUSAN KURTULDU

    2013-05-02

    Konuşabilme kabiliyeti, insanlara verilen en büyük nimetlerden bir tanesidir. Hayvanların dili, bizim dilimizden çok daha büyük olmasına rağmen onlar konuşamıyorlar... Konuşmakla derdimizi daha rahat anlatabiliyoruz, ilim öğreniyor ve öğretiyoruz. Daha sayılamayacak kadar çok faydaları var. Bunun yanında, dilimizden dolayı büyük sıkıntılar da başımıza gelmiyor değil...

  • Rabbimiz bizi zayıf ve aciz yaratmıştır. İnsanlar her hal-u kârda bir yerlerden medet umarlar. Karşılaştıkları ve karşılaşacakları sıkıntılardan onları kurtaracak bir "el" ararlar.

  • Hulefa-i Raşidin'in üçüncüsü, cennetle müjdelenenlerden birisi, meleklerin bile kendisinden hayâ ettikleri; Hazreti Osman radıyallahü anh buyuruyor ki: 

  • Ruhun da Ruhu Var

    2013-03-04

    Mâlum insan iki şeyden meydana gelir: Ruh ve ceset! Bunlar beraber oldukça yeryüzünde hayat devam eder. Ruh ayrılınca bedenin kıymeti kalmaz ve hiçbir işe yaramaz. Ruhsuz ceset soğur, rengi kaçar, kokmaya başlar. Hele sıcak mevsimlerde ve sıcak yerlerde kokuşma daha hızlı olur. Bu yüzden cenazeleri bir an önce defnetmeye bakarlar.

  • Düzgün İtikat

    2013-02-11

    Kalp hastalıklarından en tehlikelisi, bid’attir. Yani yanlış, bozuk itikattır.Bilhassa zamanımızda Müslümanların çoğu, bu kötü hastalığa yakalanmışlardır. His organları ile anlaşılamayan, hesap ile ulaşılamayan şeylerde akıl yürütmek insanı bu hastalığa sürükler.Aklın ermediği ve yanıldığı şeylerde akla uyarak hareket etmek cahilliktir. Böylelerini fen adamı, filozof sanarak onlara uymak felakettir. Onları taklit etmek ahirette çok büyük sıkıntılara sebeb olur

  • Hazret-i Ebubekir daha ilk teklifte Müslüman olan bir zirveydi, Efendimizi hiç üzmedi. Büyük sıkıntılara katlandı, din-i mubîni İslâma çok hizmet etti. Kimsenin malı ona Ebubekir'in malı kadar faydalı olmadı. Bu fedakârlığa karşı kızı ile evlenerek Hazret-i Ebubekir'le akraba oldu... Hazret-i Aişe müstesna biriydi. Dinimizin birçok hükmü onun rivayet ettiği hadis-i şeriflerle belirlendi...

  • Rabbimiz, Musa aleyhisselâma kullarının çoğundan "bazı hususlarda" şikâyetçi olduğunu bildirdi: 1- "Benim onlara ihsan ettiğim malımdan çok cüz'i bir miktarını borç istedim. Cimrilik yaptılar, vermediler.

  • Gelecek çarşamba gecesi (23 Ocak) mübarek Mevlid Kandilini idrak edeceğiz inşallah... Rabbimize ne kadar şükretsek yine de azdır. O mübarek gecede kavuşacağımız nimetler çok büyüktür. Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz aleyhisselam dünyamızı ve bütün kâinatı o gece şereflendirdi...

  • Âlemlere rahmet olarak gönderilen, yaratılmışların en şereflisi ve üstünü Sevgili Peygamberimiz buyurdu ki: “Beni Rabbim terbiye etti; güzel bir şekilde terbiye etti!..”Daha dünyaya gelmeden ve kâinatı şereflendirmeden birkaç ay önce muhterem babaları Abdullah vefât etmişti. Yetim olarak doğdular. Melekler sordu:

  • Sahip olunan şey ne kadar kıymetli olursa onun korunması, muhafaza edilmesi de o derece önem kazanır. Eline çok kıymetli bir mücevher geçen kişi bunun nasıl korunacağını bilmelidir. Çaldırma korkusundan uykusu kaçmalıdır. Çalındığında, kırıldığında meydana gelecek olan üzüntü çoktur. Mücevherin kıymeti ne kadar çok olursa kaybolduğundaki üzüntüsü de o kadar çok olur...