İnsanların ömrü eskiden çok uzun olurdu. Nuh aleyhisselamın 950 sene peygamberlik yaptığı âyet-i kerime ile sabittir. Şit aleyhisselam 500 sene çadırda yaşamış, demişler ki: "Böyle rahatsız oluyorsunuz size bir ev yapalım." Demiş ki: "Ömrümüzün yarısı geçti, şurada kaldı bir 500 senemiz, onu da burada geçiririz..."
Ona demişler ki: "Âhir zamanda insanların ortalama ömrü 60 sene olacak, buna rağmen köşkler, villalar, saraylar inşa edecekler..."
Mübarek zat buna çok hayret etmiş ve demiş ki: "Benim ömrüm 60 sene olsa, onu da bir secdede geçirirdim..."
Diğer ümmetlerin ömürlerinin uzunluğu, bizim ömrümüzün de kısalığı sevgili peygamberimizi çok üzdü. Uzun yaşamaları ile daha çok ibadet etmiş olmaları ve sevapta bizi geçeceklerini düşünüyordu.
Rabbimiz, habibini üzmek istemedi, bizlere öyle mübarek gün ve geceler ihsan buyurdu ki bir ömre bedel!..
Mesela, Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Bu Kur'an-ı kerimde açıkça beyan edilmiştir. Bin ay, 80 küsur seneye tekabül ediyor. Bir mümin 10 Kadir Gecesini ihya edebilse 800 seneden fazla ibadet etmiş olmanın sevabını kazanır. Diğer ümmetlere bu nimet verilmemiştir.
UZUN SECDE!..
Berât Kandili gecesi de mübarek gecelerdendir. Bu sene, önümüzdeki pazar gününü pazartesiye bağlayan (23 Haziran) gecedir... O gece, bir sene içinde olacak işlerin, rızıkların, ecellerin, hastalıkların, zelzele ve buna benzer meydana gelecek şeylerin, listesi yetkili meleklere teslim edilir, onlar da günü gününe emir olunanları yerine getirirler.
Kur'an-ı kerim de bu gece, Levh-i mahfuzdan bir bütün olarak dünya semasına indirilmiş, daha sonra 23 sene zarfında muhtelif yerlerde ve zamanlarda peygamberimize nazil olmuştur...
Berât Gecesine peygamberimiz çok değer verir ve ibadet ederlerdi.
Hazreti Aişe validemiz anlatıyor:
"Bir gece peygamberimiz yatağından kalktı, abdest aldı, namaza durdu. Uzunca bir namaz kıldı secdede o kadar çok kaldı ki, ben vefat etmiş olabileceğini düşündüm! Elimi mübarek ayağına dokundurdum, hareket ettiklerini görünce sevindim. Namaz bitince sordum: 'Ne kadar çok secdede kaldınız? Hayatınızdan endişe etmeye başlamıştım. Hayırdır, hiç sizi böyle görmemiştim' dedim. Buyurdu ki: Ya Aişe! Bu gecenin hangi gece olduğunu biliyor musun? Bu gece şaban ayının 15. gecesi olan Berât Kandili gecesidir. Bu gece, ameller Yüce Rabbimize arz olunur. Gelecek sene içinde kimin rızkının ne kadar olduğunu açıklayan liste Mikail aleyhisselama verilir. Öleceklerin listesi Azrail aleyhisselama teslim edilir..."
Berât Gecesine kadar sağ kalırsak, geçen senedeki listede adımız yoktu demektir. Gelecek sene veya daha sonraki senelerde yazılacak listede mutlaka bizim adımız da yazılacaktır.
Her an ölüme hazır olmalıyız. Fırsat elimizde iken, böyle ma-nevi ticareti kaçırmayalım. Bu fırsatlar bir daha ele geçmeyebilir. Bir daha Berât Kandili gelir ama biz görmeyebiliriz. Nitekim, geçen kandilde beraber olduklarımızdan bazıları şu an aramızda değiller.
"DİLEDİĞİNİZİ VEREYİM!.."
Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: "Berât Kandili gecesini ihya ediniz, bir sonraki günü de oruçlu geçiriniz."
Bu gece güneş battıktan sonra Rabbimiz rahmeti ile dünya semasına nüzul eder ve buyurur ki: "Mağfiret isteyen yok mu? Onu affedeyim, rızık isteyen yok mu? Onu rızıklandırayım. Hasta olan veya bir belaya uğrayan yok mu? Ona şifa ve afiyet vereyim. Şunu isteyen yok mu?.. Bunu isteyen yok mu?.. Kullarımın dilediklerini vereyim..." Bu ilahi nida fecre kadar devam eder. Ona açılan eller (hele böyle gecelerde) boş dönmez. Çok tövbe edelim, dua edelim... Dargınlar barışmalı, büyüklerimizin ve sevdiklerimizin kandillerini tebrik etmeliyiz ve dualarını almalıyız.
Bu mübarek gecenin şimdiden, hepimize ve İslam âlemine hayırlara vesile olmasını temenni ederim...