Ramazan ve Nefs Muhasebesi

Tarih: 2015-06-23 | Yazar : Faruk Arvas | Kategori : Genel

Ramazan bir bakıma tek tek her müslüman’ın ve grup grup bütün Müslümanların bir ay müddetle yeniden yoğun bir eğitime tabi tutulduğu bir aydır.Gündüzleri oruç, namaz, dua, niyaz ve kur’an-ı kerim okumakla, geceleri teravih, tefekkür, dini kitap okuyup, dini ve ilmi sohbetler yapmak ve sahurlar ile dolu mübarek bir ay…Fert ve cemiyet açısından büyük muhasebe ayı…Ramazan bütün inananlar için bir yeniden İslam’da diriliş ayı…Evet Ramazan gelince Müslüman kendi kendisini hesaba çekmelidir. Şu kainat sarayının dünya menziline gönderilen ve özellikle ebedi hayatın saadetini elde etmek için vazifelendirilen bir insan olarak neler yaptım? Ebedi hayatım için neler hazırladım? diye nefis muhasebesine girmemiz lazımdır.

Dünya hayatımızda bir kazanç temin etmek için her türlü çareye başvururken, her fırsattan istifadeyi düşünürken, ebedi olan ahiret hayatı için en büyük fırsat olan bu rahmet denizinden hakkıyla istifade etmeye çalışmamız lazımdır.İstifade etmenin birinci basamağı kendi kendimizi kritik etmektir.  Kendimizi ciddi bir muhasebeye tabi kılmaktır. Ben böyle bir Ramazan ayında kiyamete kadar bütün insanlığa hak ve hidayet nurunu saçan Kur’an-ı, inandığım peygambere gönderen Allah’a karşı, istenilen şekilde kulluğumu yapıyormuyum?Ramazan’ı değerlendirmek saadetinde yapacağımız nefis muhasebesinde özellikle kendimize şu soruları sormalıyız.Ramazan ayında inzal edilen O ilahi kelamdan tam istifade edebiliyor muyum? Ahlakı Kur’an olan Peygamberimi tam tanıyabiliyor ve ona tam itaat edebiliyor muyum?

Bu soruları kendimize sorarak güzel bir nefis muhasebesi yapacağız. Kusur,günah ve hatalarımızı idrak edip,onlardan hayat boyunca uzak durmaya söz vereceğiz. Bu söz ve ahdimiz için Ramazan’ı bir başlangıç yapacağız.Yoksa sadece Ramazan ayında bazı güzel hasletleri elde edip, kötü, çirkin ve haram olan davranışlardan geçici bir müddet için uzak durmak, Ramazan’ı değerlendirmek sayılmaz.Ramazan’ı kendimiz için ‘’yeniden İslam’da diriliş’’ ayı olarak kabul edecek ve dirilişi diri olduğumuz müddetçe sürdüreceğiz. Ramazandan sonra da Yüce Mevlamız’ın bize menfaatimiz için emrettiği her şeyi yapıp, yasakladığı her şeyden kaçınacağız.

Oruçlu iken Allah’ın bize lütfettiği iradeyi kullanarak, helal olan yemek içmek gibi bazı alışkanlıklarımızı terk ettiğimiz gibi, emir dinlemeye alıştırdığımız nefsimizin de haram ve kötü olan alışkanlıklardan hayatımız boyunca uzak durmasına çalışmalıyız.

Alışkanlıklarımıza değil, Allah ve Resulüne itaat etmeliyiz.İşte bunu yapmaya muvaffak olursak Ramazanı değerlendirdik diyebiliriz.

 

 




Etiketler: Ramazan ayı, Oruç, Nefs, Faruk Arvas, Siirt Müftüsü.


Yazarın (Faruk Arvas) Diğer Yazıları

  • Demek Mi 'racın  en büyük hikmeti Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in (sallahu aleyhi ve sellem) büyüklüğü ve Allah-u Teala katında değeri nispetinde bir mucize ile taltif  edilmesi ve her yerde hazır, mekandan münezzeh olan, Allah-u Teala'nın dünya aleminin dışındaki alemlerde mevcut olan kudret ve azametine delalet eden ayetlerin, harikaların görülmesi ve göstermesidir.     

  • Şu kâinatın yüce yaratıcısı, kâinatı türlü türlü sanat ve zinetlerIe süslendirerek, şuur sahibi mahlûkatını seyir, tenezzüh ve imtihan için ona idhal etmiştir. 

  •  Varlıklar içinde en mümtaz ve en mükerrem bir şekilde yaratılıp, nihayetsiz terakki ve alçalışlara çıkacak ve inecek bir şekilde maddi ve manevi cihazat, duygu ve kabiliyetlerle donatılan insan; yüce yaratıcı tarafından bu dünya misafirhanesine aziz bir misafir olarak gönderilmiştir.

  • Mevlid sözlük manası itibarıyla doğum veya doğuş anlamındadır

  • İnsanı çok şerefli bir misafir olarak bu imtihan dünyasına gönderen Allah (cc), bu aziz misafire asıl görevini ve mutlaka gideceği ebedi vatanını unutturmamak için onu başı boş bırakmamıştır.

  • İslamın sadece Allah ile kul arasındaki bağları kuvvetlendiren, yani sadece ahiret hayatının saadetini hedefleyen bir din değil; aynı zamanda bir dünya nizamı ve dünya hayatının da mutluluğunu hedefleyen bir din olduğunu gösteren en güzel örneklerden birisi de, Ramazan ayında Müslümanlara vacip kılınan sadaka-ı fıtır’dır.

  • Sadaka-ı Fıtır, orucun kabulüne ,ölüm sekeratından ve kabrin azabından kurtuluşa vesiledir. Aynı zamanda sadaka-ı fıtır, yoksulların ihtiyacını gidermeye,bayram gününün neşesinden onların da istifade etmelerine bir yardımdır…

  • İbadetler yapılınca Allah’a yakınlık hasıl olur ve insan onun bir askeri gibi çalışır. Bütün hayatını onun emirlerine göre tanzim eder. 

  • Kainatı nizam içinde yaratan Allah (cc), bu nizamı anlayacak şuur sahibi insanı da yaratarak, yerin ve göklerin kaldırmaktan çekindikleri çok önemli bir vazife ile vazifelendirmek suretiyle bu dünyaya göndermiştir.

  • Ramazan bir bakıma tek tek her müslüman’ın ve grup grup bütün Müslümanların bir ay müddetle yeniden yoğun bir eğitime tabi tutulduğu bir aydır.

  • Varlıklar içinde en mümtaz ve en mükerrem bir şekilde yaratılıp, nihayetsiz terakki ve alçalışlara çıkacak ve inecek bir şekilde maddi ve manevi cihazat, duygu ve kabiliyetlerle donatılan insan; yüce yaratıcı tarafından bu dünya misafirhanesine aziz bir misafir olarak gönderilmiştir.  

  • Şimdi asıl mesele şudur: Allah’ın lutfuyla böyle bir peygamberin şerefli ümmeti olarak, böyle bir MEVLİD KANDİLİ’nde neler yapmalıyız? Nasıl olmalı ve davranmalıyız ki, ‘HAYIRLI ÜMMET’ vasfımızı koruya bilelim?

  • 12 Haziran’ı 13’e bağlayan gece Şaban ayının 15.gecesi olan Mübarek BERAT gecesidir.                              

  • Şimdi asıl mesele şudur: Allahu Teala'nın lütfüyle böyle bir peygamberin şerefli ümmeti olarak, böyle bir KUTLU DOĞUM yıl dönümünde neler yapmalıyız? Nasıl olmalı ve davranmalıyız ki, ‘HAYIRLI ÜMMET’ vasfımızı koruyabilelim? 

  • Bütün güzel sıfatların sahibi olan yüce Allah (cc) şu muhteşem ve muntazam kainatı kendi cemal ve kemalini yansıtan mükemmel bir ayna gibi yaratmıştır. 

  • Mevlit sözlük manası itibarıyla doğum veya doğuş anlamındadır. 

  • Cami ve Ruh Şuuru

    2013-10-10

    Müslüman, şimdiye kadar bir nebze izah etmeye çalıştığımız CAMİ kelimesi’nin ihtiva ettiği bu manaları anladığı, hayata geçirdiği ve hayatını buna göre yönlendirdiği zaman CAMİ RUH VE ŞUURU’na ermiş olacaktır.

  • 1986 yılından bu yana Diyanet İşleri Başkanlığınca her yıl Ekim ayının ilk haftası ‘CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI ‘ olarak kabul edilmiştir.

  • Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimi okuyup okutmak ve ona göre yaşantımıza yön vermenin önemini ifade eden sevgili Peygamberimizin birkaç Hadis-i Şerifini hatırlatmaya devam edeceğiz.

  • SORU : Ticaret malı nasıl değerlendirilerek zekatı verilecek?

  • İslamın sadece Allah ile kul arasındaki bağları kuvvetlendiren yani sadece ahiret hayatının saadetini hedefleyen bir din değil; aynı zamanda bir dünya nizamı ve dünya hayatının da mutluluğunu hedefleyen bir din olduğunu gösteren en güzel örneklerden birisi de, Ramazan ayında Müslümanlara vacip kılınan sadaka-ı fıtır’dır.

  • SORU) Göze dökülen ilaç orucu bozar mı ?

  • Soru: Ramazan orucuna ne zaman niyetlenilir?

  • 4)- Oruç, zenginleri fakirlere karşı insaf ve merhamete celbeder. Yardımlaşma hissini kamçılar. İnsafsızlık ve merhametsizlik dertlerini nurlandırır, aydınlatır. Hep tok gezen kimseler, oruca başlayınca açların halinden haberdar olmaya başlarlar.

  • Oruç, doğrudan doğruya nefsin firavunluk cephesine darbe vurarak sahibine aczini zaifliğini, fakirliğini ve her nefes Allah’ın vereceği kuvvet ve kudrete ne kadar muhtaç olduğunu gösterir. ‘’Kul’’ olduğunu bildirir.

  • Yüce mevlamızın her emrinde  biz Müslümanlar için pek büyük faydalar ve çok ehemmiyetli menfaatler vardır.