Zekat İle İlgili Bazı Soru Ve Cevaplar

Tarih: 2013-08-05 | Yazar : Faruk Arvas | Kategori : Genel

SORU : Ticaret malı nasıl değerlendirilerek zekatı verilecek?

CEVAP :Ticaret malı yıl sonunda iki bilirkişi tarafından değeri tespit edilecek ve buna göre zekatı verilecektir.

Bu değerlendirme ne alış fiyatına ne de ilerde peyderpey yapılacak satış fiyatına olacaktır. Belki o anda mevcut mal, hemen satılırsa, ne kadara satılacaksa o miktar nazar-ı itibara alınır.

SORU :Alacak ve vereceği olan nasıl zekat verecek?

CEVAP :Şafii Mezhebine göre: Ticaret yılı sonunda mevcut ticaret malını adil iki bilirkişi tespit edecek, alacağını ona ekleyecek, sonra vereceğini düşürmeden yükününün zekatını verecektir…

Hanefi Mezhebine göre ise: Mevcut mal ile alacak tespit edilecek... Sonra vereceği hesaplanacak, o düşürüldükten sonra kalanın zekatı verilecektir.

SORU :Demirbaş eşyasının zekatı var mıdır?

CEVAP :Ticarethanede mevcut olan demirbaş eşyası, yatak sergi vs. ev eşyası zekata tabi olmadığı gibi buda zekata tabi değildir… Yani zekat vermek için ticarethanede mevcut olan eşyadan sadece ticaret emtiası hesap edilip değeri takdir edilerek zekatı verilecektir. Demirbaş eşya buna katılmayacaktır.

SORU :Bir tüccarın satmak gayesiyle aldığı gayr-ı menkule zekat düşer mi?

CEVAP :Bir tüccar alış veriş yaparak kazanç elde edip dükkan ve bina gibi şeyler satın alırsa, şayet satmak üzere satın almışsa tabiatıyla ticaret eşyası olduğundan yıl sonunda yanında mevcut bulunan bütün ticaret malıyla birlikte hesaplayarak zekatını verecektir.

Yoksa ticaret için değil, satın aldığı şeylerde oturmak veya kiraya vermek üzere satın almış ise artık ticaret malı sayılmadığından zekata tabi değildir. Ancak onlardan elde edilen kazanç nisaba bağlı olursa ve yanında bir yıl kalırsa zekatını verecektir.

Müteahhidin dozer, kepçe gibi iş makineleri de böyledir. Satmak niyetiyle almamışa zekata tabi değildir.

SORU) Öşür nedir?

CEVAP) Öşür luğatta onda bir, ıstılahta ise arazi ürününün zekatı demektir.

SORU) Arazi ürünlerinde zekat oranı ne kadardır?

CEVAP) Arazi ürünlerinde zekat oranı sulama şekline göre değişir. Arazi, Irmak, dere veya bunların kanalları vasıtasıyla sulanıyorsa onda bir, Kova, dolap veya motor vasıtasıyla ya da ücret karşılığı elde edilen su ile sulanıyorsa zekat oranı yirmide birdir.

SORU) Arazi ürünlerinden hangileri öşre(ürün zekatına) tabidir?

CEVAP) İmam-ı A’zama göre, ister tahıl, ister meyve ve ister sebze olsun her çeşit arazi ürünleri zekata tabidir. Buğday, arpa, Yulaf, darı, mısır, pirinç, nohut, mercimek, fındık, fıstık, ceviz, badem, zeytin, pamuk, armut, elma, kayısı, şeftali,üzüm, hurma, soğan, sarımsak, kavun, karpuz, biber, patlıcan, domates, patates, ve benzeri şeyler zekata tabidir. Fakat imam Ebu Yusuf ile İmam Muhammed’e göre ancak bir yıl çürümeden kalan arazi ürünleri öşre tabidir. Bu ndenle, üzüm ve hurma dışında yaş meyvelerde ve sebzelerde öşür yoktur.

Şafiilere göre, yalnız kurutulup saklanabilen ve normal hallede temel gıda maddesi sayılan buğday, arpa, nohut, mercimek, mısır, pirinç, bakla, gibi hububat ile meyvelerden sadece üzüm ve hurma zekata tabidir. Normal hallerde temel gıda maddesi sayılmayan fındık, fıstık, ceviz, badem gibi ürünler öşre tabi değildir.

SORU) Arazi ürünlerinde nisap şartmıdır?

CEVAP) İmam-ı A’zama göre nisap şart değildir. İmam- Ebu Yusuf, İmam Muhammed ile İmam’ı Şafiiye göre nisap şarttır ve bu nisap 5 vesktir. İmameyne göre 5 vesk yaklaşık 1 tondur. Şafiilere göre 653 kğ’dir.

SORU : Zekata niyet etmeden fakire bir şey verip, bilahare onu zekat saymak caiz olur mu?

CEVAP :Niyetsiz olarak fakire verdiği şey zekata niyet ettiği anda hala fakirin elinde mevcut ise Hanefi Mezhebine göre zekat sayılır, değilse sayılmaz.

SORU :80.18 gram’dan fazla altın ve karşılığı nakit parası olan bir kimse, 80.18 gramı çıkardıktan sonra sadece kalanın zekatını mı verecek, yoksa nisap ölçüsü olan 80.18 gramı çıkarmadan tümünün mü zekatını verecek?

CEVAP :80.18 gram altın zenginlik ölçüsüdür. Bu miktarda altın veya bu miktarın karşılığı parası ve malı olmayan dinen zengin sayılmadığı için zekat vermekle mükellef değildir. Ancak bu miktara ulaşan veya bu miktardan sahip olan bir kimse, nisap miktarı için belirlenen bu 80.18 gramı veya karşılığı parayı çıkarmadan bütününün %2.5 tan zekatını verir.

SORU :Bir mükellef, zekatını ikamet ettiği yerdeki fakire vermeyip, başka yerlerdeki fakirlere vermek üzere nakletse caiz midir?

CEVAP :Hanefi Mezhebine göre: Zekatın nakli caiz ise de mekruhtur. Ancak götürdüğü yerde fakir akrabaları veya muhtaç olan kimseler varsa nakil edilmesinde beis yoktur… Yalnız vakti gelmeden verilen zekatın naklinde hiçbir sakınca yoktur.

Şafii Mezhebine göre ise: Zekatın başka bir beldeye, muhtaç akrabaları için de olsa nakledilmesi caiz değildir. Mal nerede ise zekat oranın fakirlerine verilmelidir.

Yalnız Şafii olan kimse Hanefi Mezhebini taklit ederek naklederse günahkar olmaz.

SORU :Baliğ olmayan(Ergenlik çağına girmeyen) bir kimseye zekat vermek caiz midir?

CEVAP :Baliğ olmayan bir kimse, muhtaç olduğu takdirde kendisine zekat verilir. Yalnız kabz (alma) meselelerinde ihtilaf vardır.

Hanefi Mezhebine göre: Çocuk mümeyyiz olduğu takdirde kendisi bizzat kabzedebilir. Mümeyyiz olmazsa velisi kendisi için kabzeder.

Şafii Mezhebine göre ise: Çocuk mümeyyiz de olsa mutlaka velisi tarafından kabzedilmesi gerekir. Binaenaleyh muhtaç olup, baliğ olmayan bir talebe Hanefi Mezhebine göre zekat alıp kabzedebilir.

SORU :Zekat verilirken zekat olduğunu söylemek gerekir mi?

CEVAP : Hanefi Mezhebine göre: Fakire zekat verirken verilen şeyin zekat olduğunu söylemek icap etmez.

Şafii Mezhebine göre ise: Verilen şeyin zekat olduğunu bildirmek lazımdır.

SORU :Kumaş, elbise ve eşya zekat olarak verilebilir mi?

CEVAP :a) Hanefi de : Verilebir.

b)Şafiide : Kumaş, elbise ve eşyanın kendisi zekat olarak verilemez. Ancak Şafii olan bir Müslüman Hanefi mezhebini taklit etmek suretiyle kumaş ve eşyayı zekat olarak verebilir.

SORU : Anne ve Babaya zekat verilir mi?

CEVAP :Hiçbir surette füru usulüne ve usul furuune zekat veremez yani usul dediğimiz baba, anne, dede ve nine; kendi evlatlarına ve torunlarına zekat ve fitre veremezler. Furu dediğimiz evlat ve torunlar da; kendi anne, baba, dede ve ninelerine zekat ve fitre veremezler. Zira bunlar zekatla, fitreyle değil, öz nafakamızla bakacağımız yakınlarımızdır.

Ayrıca, bir kimse kendi zekatını ve fitresini fakir olan hanımına da veremez.

(Ancak Şafii mezhebinde sırf borcu kapatmak için usul ve furu birbirine zekat verebilir.)Damat, kayınbabasına ve kaynanasına, kayınbaba ve kaynanada damatlarına zekat verebilir.

SORU : Vergi zekat sayılır mı?

CEVAP :Vergi zekat sayılmaz.

SORU : Fitre vermeye mecbur olan her bir şahıs, zekat vermeye de mecbur olur mu?

CEVAP : Havaici-i asliyeden fazla nami olmayan (çoğalmayan) eşyaya sahip olan kişi bunları değerlendirdiği zaman nisaba baliğ olursa HANEFİ mezhebine göre kurban kesmeye, fitre vermeye mecburdur. Zekat alamaz. Fakat zekat vermeye mecbur değildir.

SORU) Kişinin aslında kullanmak ve gerektiğinde de satmak maksadıyla satın aldığı araç zekata tabi midir?

CEVAP) Hayır, Zekata tabi değidir. Çünkü satın alınmasının asıl nedeni kullanmaktır.

SORU) Bir kimsenin satıp kar etmek ve satıncaya kadar da kullanmak niyetiyle satın aldığı araba zekata tabi midir?

CEVAP) Evet zekata tabidir. Çünkü arabayı almaktan asıl maksat, satıp kar yapmaktır.

SORU) Fasıka (Günah işleyen kişiye) zekat vermek caiz midir.?

CEVAP) Verilen zekatın haram bir yere harcanmaması şartıyla caizdir.

SORU) Bir kimsenin, yanında ücretle çalıştırdığı fakire zekat vermesi caiz midir?

CEVAP) Ücretine saymamak şartıyla caizdir.




Etiketler:


Yazarın (Faruk Arvas) Diğer Yazıları

  • Demek Mi 'racın  en büyük hikmeti Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in (sallahu aleyhi ve sellem) büyüklüğü ve Allah-u Teala katında değeri nispetinde bir mucize ile taltif  edilmesi ve her yerde hazır, mekandan münezzeh olan, Allah-u Teala'nın dünya aleminin dışındaki alemlerde mevcut olan kudret ve azametine delalet eden ayetlerin, harikaların görülmesi ve göstermesidir.     

  • Şu kâinatın yüce yaratıcısı, kâinatı türlü türlü sanat ve zinetlerIe süslendirerek, şuur sahibi mahlûkatını seyir, tenezzüh ve imtihan için ona idhal etmiştir. 

  •  Varlıklar içinde en mümtaz ve en mükerrem bir şekilde yaratılıp, nihayetsiz terakki ve alçalışlara çıkacak ve inecek bir şekilde maddi ve manevi cihazat, duygu ve kabiliyetlerle donatılan insan; yüce yaratıcı tarafından bu dünya misafirhanesine aziz bir misafir olarak gönderilmiştir.

  • Mevlid sözlük manası itibarıyla doğum veya doğuş anlamındadır

  • İnsanı çok şerefli bir misafir olarak bu imtihan dünyasına gönderen Allah (cc), bu aziz misafire asıl görevini ve mutlaka gideceği ebedi vatanını unutturmamak için onu başı boş bırakmamıştır.

  • İslamın sadece Allah ile kul arasındaki bağları kuvvetlendiren, yani sadece ahiret hayatının saadetini hedefleyen bir din değil; aynı zamanda bir dünya nizamı ve dünya hayatının da mutluluğunu hedefleyen bir din olduğunu gösteren en güzel örneklerden birisi de, Ramazan ayında Müslümanlara vacip kılınan sadaka-ı fıtır’dır.

  • Sadaka-ı Fıtır, orucun kabulüne ,ölüm sekeratından ve kabrin azabından kurtuluşa vesiledir. Aynı zamanda sadaka-ı fıtır, yoksulların ihtiyacını gidermeye,bayram gününün neşesinden onların da istifade etmelerine bir yardımdır…

  • İbadetler yapılınca Allah’a yakınlık hasıl olur ve insan onun bir askeri gibi çalışır. Bütün hayatını onun emirlerine göre tanzim eder. 

  • Kainatı nizam içinde yaratan Allah (cc), bu nizamı anlayacak şuur sahibi insanı da yaratarak, yerin ve göklerin kaldırmaktan çekindikleri çok önemli bir vazife ile vazifelendirmek suretiyle bu dünyaya göndermiştir.

  • Ramazan bir bakıma tek tek her müslüman’ın ve grup grup bütün Müslümanların bir ay müddetle yeniden yoğun bir eğitime tabi tutulduğu bir aydır.

  • Varlıklar içinde en mümtaz ve en mükerrem bir şekilde yaratılıp, nihayetsiz terakki ve alçalışlara çıkacak ve inecek bir şekilde maddi ve manevi cihazat, duygu ve kabiliyetlerle donatılan insan; yüce yaratıcı tarafından bu dünya misafirhanesine aziz bir misafir olarak gönderilmiştir.  

  • Şimdi asıl mesele şudur: Allah’ın lutfuyla böyle bir peygamberin şerefli ümmeti olarak, böyle bir MEVLİD KANDİLİ’nde neler yapmalıyız? Nasıl olmalı ve davranmalıyız ki, ‘HAYIRLI ÜMMET’ vasfımızı koruya bilelim?

  • 12 Haziran’ı 13’e bağlayan gece Şaban ayının 15.gecesi olan Mübarek BERAT gecesidir.                              

  • Şimdi asıl mesele şudur: Allahu Teala'nın lütfüyle böyle bir peygamberin şerefli ümmeti olarak, böyle bir KUTLU DOĞUM yıl dönümünde neler yapmalıyız? Nasıl olmalı ve davranmalıyız ki, ‘HAYIRLI ÜMMET’ vasfımızı koruyabilelim? 

  • Bütün güzel sıfatların sahibi olan yüce Allah (cc) şu muhteşem ve muntazam kainatı kendi cemal ve kemalini yansıtan mükemmel bir ayna gibi yaratmıştır. 

  • Mevlit sözlük manası itibarıyla doğum veya doğuş anlamındadır. 

  • Cami ve Ruh Şuuru

    2013-10-10

    Müslüman, şimdiye kadar bir nebze izah etmeye çalıştığımız CAMİ kelimesi’nin ihtiva ettiği bu manaları anladığı, hayata geçirdiği ve hayatını buna göre yönlendirdiği zaman CAMİ RUH VE ŞUURU’na ermiş olacaktır.

  • 1986 yılından bu yana Diyanet İşleri Başkanlığınca her yıl Ekim ayının ilk haftası ‘CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI ‘ olarak kabul edilmiştir.

  • Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimi okuyup okutmak ve ona göre yaşantımıza yön vermenin önemini ifade eden sevgili Peygamberimizin birkaç Hadis-i Şerifini hatırlatmaya devam edeceğiz.

  • SORU : Ticaret malı nasıl değerlendirilerek zekatı verilecek?

  • İslamın sadece Allah ile kul arasındaki bağları kuvvetlendiren yani sadece ahiret hayatının saadetini hedefleyen bir din değil; aynı zamanda bir dünya nizamı ve dünya hayatının da mutluluğunu hedefleyen bir din olduğunu gösteren en güzel örneklerden birisi de, Ramazan ayında Müslümanlara vacip kılınan sadaka-ı fıtır’dır.

  • SORU) Göze dökülen ilaç orucu bozar mı ?

  • Soru: Ramazan orucuna ne zaman niyetlenilir?

  • 4)- Oruç, zenginleri fakirlere karşı insaf ve merhamete celbeder. Yardımlaşma hissini kamçılar. İnsafsızlık ve merhametsizlik dertlerini nurlandırır, aydınlatır. Hep tok gezen kimseler, oruca başlayınca açların halinden haberdar olmaya başlarlar.

  • Oruç, doğrudan doğruya nefsin firavunluk cephesine darbe vurarak sahibine aczini zaifliğini, fakirliğini ve her nefes Allah’ın vereceği kuvvet ve kudrete ne kadar muhtaç olduğunu gösterir. ‘’Kul’’ olduğunu bildirir.

  • Yüce mevlamızın her emrinde  biz Müslümanlar için pek büyük faydalar ve çok ehemmiyetli menfaatler vardır.