Kainatı nizam içinde yaratan Allah (cc), bu nizamı anlayacak şuur sahibi insanı da yaratarak, yerin ve göklerin kaldırmaktan çekindikleri çok önemli bir vazife ile vazifelendirmek suretiyle bu dünyaya göndermiştir.
O vazife de; eserleri ve harika sanatları ile kendisini sevdirmek, bildirmek ve tanıttırmak isteyen yüce yaratıcıyı bilmek, tanımak ve ona itaattır… Ona tam teslim olmak, onun insanlığın saadeti için tesis ettiği hükümleri benimseyip, hayatına tatbik etmektir… Tam ve noksansız bir kulluktur…
İnsanoğlunun yaradılışının maksadı olan bu ulvi görev Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmektedir.
< <Ben insanları ve cinleri ancak (beni tanıyıp) bana ibadet etsinler diye yarattım.>>(Zariat suresi Ayet 56)
Mahlûkatın en şereflisi olan insan’ın vazifesini, Yüce Allah başka bir ayeti kerimede şöyle açıklamıştır:
<<Verdikleri ile denemek için sizi yeryüzünün halifeleri kılan ve kiminizi Kiminizden derecelerle üstün kılan odur.> >(En’am süresi Ayet 165) Yani insanoğlu Allah’ın yeryüzündeki yetkili idarecisi ve askeridir.
İnsan’ın yeryüzünün halifesi olmak gibi bir önemli vazifeyi yerine getirmesi için üstün meziyet sahibi olması gerekiyor. Onu bu vazifeyi yapmaktan alıkoyan engelleri bertaraf etmesi gerekir. İşte bundan dolayı Yüce yaratıcı İnsan’ı mükellef kıldığı bu vazifeye hazırlamak için onu talim ve terbiyeden geçirmeyi dilemiştir.Oruç, aslında insanoğlunun yaradana karşı tam itaat ve teslimiyetini hazırlamak için Allah’ın emrettiği talim ve terbiye nizamının önemli bir parçasıdır. Aynı zamanda beş vakit namaz, Cuma ve bayram namazları ve hac gibi ibadetler insanoğlunu, yeryüzünde Allah’ın halifelik vazifesini sorumluluğunu taşımaya hazırlar. Tıpkı harbe hazırlanan bir ordunun çetin bir eğitimden geçmesi gibi…
Dolayısıyla bir kimse sadece beş vakit namaz, Ramazan orucu, zengin ise zekât ve Hac ibadetlerini ifa etmekle Allah (cc)’a karşı kulluk vazifesini tam olarak yerine getirmiş olduğunu zan ederse o kişi, ilahi kitap Kur’an-ı Kerimin ruhunu tam olarak anlamamış demektir.Şurası kesinlikle bilinmeli ki başta oruç olmak üzere bütün bu İslami ibadetler, insanoğlu’nu Allah’a kulluk için alıştırmak ve onun bu şuurunu pekiştirmek içindir ki, insanoğlu bu dünyada Allah’ın halifelik vazifesini hakkıyla yerine getirebilsin..