Mevlid Kandilinde Neler Düşünmeli ve Neler Yapmalıyız

Tarih: 2014-01-10 | Yazar : Faruk Arvas | Kategori : Genel

FARUK ARVAS

SİİRT İL MÜFTÜSÜ

Mevlit sözlük manası itibarıyla doğum veya doğuş anlamındadır. Dini bir terim olarak ta MEVLİT Sevgili ve yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’ın hicri ve kameri takvime göre dünyaya gelişleri yani doğumu demektir. Zira İnsanlığın son kurtarıcısı ve iki cihan serveri, yüce ve ulvi önder UFUK PEYGAMBER Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) miladi 571 yılına tesadüf eden kameri aylardan Rebiul-Evvel ayının 12. gecesi Mekke şehrinin Abdulmuttalip mahallesinde dünyayı şereflendirmişlerdi. Dünya o gün yaratıldığı günden, kıyamet kopuncaya kadar hiçbir zaman nail olamayacağı büyük bir şerefe kavuştu… O gün GÜNEŞ doğmadan risalet Güneşi doğdu… Cihan NUR’U MUHAMMED’i ile doldu. Alem başka bir alem oldu.

İşte o yüce Peygamberin ümmeti olma şerefine nail olan mü’minler, hicri takvime göre 12 Rebiulevvel ayına tesadüf eden geceyi MEVLİT KANDİLİ tabiriyle, 12 Rebiul-evvel miladi 571 yılında 20 Nisan’a denk geldiği için, 20 Nisanın içinde olduğu haftayı da KUTLU DOĞUM HAFTASI olarak ihya etmekte ve değerlendirmektedirler.

Hicri takvime göre bu yıl 12 Rebiul-evvel 12 Ocak’a denk geldiği için 11 Rebiul-evveli 12’e bağlayan gece, yani 12 Ocak pazar Gününü 13 Ocak Pazartesi’ye bağlayan geceyi MEVLİT KANDİLİ olarak kutlayacağız. O’na ümmet olma şerefine nail olan bizler, bu geceyi vesile ederek o’nu yeniden anlamaya, anlatmaya ve hayat bahş eden kurtarıcı mesajlarını almaya ve o’na ne kadar bağlı olduğumuzu, O’nu ne kadar çok sevdiğimizi ve O’na ne kadar muhtaç olduğumuzu ilan edip, O’nun şefaatine talip olduğumuzu ve yeniden O’na biat ettiğimizi ispat edeceğiz.

Şimdi asıl mesele şudur: Allah’ın lütfüyle böyle bir peygamberin şerefli ümmeti olarak, böyle bir MEVLİD KANDİLi’nde neler yapmalıyız? Nasıl olmalı ve davranmalıyız ki, ‘HAYIRLI ÜMMET’ vasfımızı koruya bilelim?

Kısa ve öz olarak bu hususta yapılacak tek şey, bu yüce Peygamber (SAV) in getirdiği NUR’a, tebliğ ettiği DAVET’e sunduğu cihan şümul MESAJLAR’a ve hayat bahşeden PRENSİPLER’ine bütün benliğimizle kulak vermek ve ona teslim olmaktır.

Bu Mevlit Kandilinde asgari olarak şu hususları da düşünmeliyiz. 1-‘(Resülüm) de ki: Eğer ALLAH’ı seviyorsanız bana uyunuz ki ALLAH da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın’’ (Al-i İmran süresi, ayet 31) Ayet-i kerimesinde emredilen ‘’Peygambere uyunuz’’ emrini tam olarak yerine getiriyor muyuz? Bu emre ittiba derecemiz ne kadardır? diye kendimize, hayatımıza, ailemize, toplumumuza bir göz atalım. İttiba’nın neresindeyiz acaba?

Zira şu ayet-i Kerime der ki: Eğer Allah’a muhabbetiniz varsa HABİBULLAH’a ittiba edilecektir. İttiba edilmezse netice veriyor ki, ALLAH’a muhabbetiniz yoktur. Muhabbetullah varsa, netice veriyor ki, HABİBULLAH’ın sünnet-i seniyyesine ittiba edilecektir.

2-‘’Ey İman edenler ALLAH’a ve resülüne itaat edin, (Kur’anı ve öğütlerini) işittiğiniz halde peygamberin emirlerinden yüz çevirmeyin.’’(Enfal süresi, ayet 20) ayetini iyi düşünelim. Acaba biz O’nun ümmeti olarak O’nun emirlerini tam uygulamak tamıyız? Yoksa emirlerinden yüzmü çevirmekteyiz?. Fikrimiz, zikrimiz, sevgimiz, ibadetimiz, hayatımız, giyim ve kuşamımız, ahlakımız, evimiz, eşimiz,aşımız, ticaretimiz, muamelemiz, evladımız, kızımız, gelinimiz hülasa maddi ve manevi her çehremiz ve tatbikatımız ne durumda? Bütün bu hususlarda, ümmetini çok seven, Dünyaya geldiği dakikadan, hayatı müddetince, hatta kıyamette ve mahşer gününde bile her yerde ve her zaman ‘’ÜMMETİ ÜMMETİ’’ yani ‘’Ümmetimi isterim Ya RAB- ümmetimi isterim ya RAB’’ diyen ve ümmetinin iki cihan saadeti için her türlü zorluğa göğüs geren o şefkatli PEYGAMBER’e ‘’itaat mı ediyoruz, yoksa yüz mü çevirmişiz.’’ diye derinden derine düşünmeli… Bu gün ve geceleri vesile ederek hemen O’na uymaya samimi söz vermeliyiz. Sevgisini gönlümüzden, ismini dilimizden ve sünnetiyle amel etmeyi hayatımızdan eksik etmemeye azmetmeli, O’nu her şeyden ve herkesten daha fazla sevmeli ve sevdiğimizi de ittibamızla göstermeliyiz.

3-Müslüman başıboş bir hayatı değil, her yönüyle en ince teferruatına kadar hesabı verilecek bir ömrün sahibi olmalıdır. Mümin imtihan’ı kazanmak için, en büyük düşman olan nefis ve şeytan’a his ve hevesleri’ne değil; yüce yaratana ve O’nun sevgili peygamberine uymalıdır. Acaba bu konuda ne durumdayız? Diye iyice kendi kendimize bir nefis mürakabesi yapmalıyız ve şu Hadis-i şerifi bir daha okumalıyız.

Sevgili Peygamberimiz (SAV) şöyle buyuruyorlar: ‘’Heva ve hevesleri benim getirdiklerime uymadıkça hiç birimiz olgun (iyi) Müslüman olamaz’’ (Nevevi, Erbeün, 41)

4-Bu hususu da bu gece iyi düşünmeli ve bilmeliyiz ki, bugün O’nun ümmeti olarak içine düştüğümüz by acıklı manzara, bu buhran, bu huzursuzluk, İslam memleketlerinde ve diğer nice yerlerde işittiğimiz, gördüğümüz tüyler ürpertici, insanlık dışı hadiseler ve memleketimizdeki TERÖR belası’nın sebebi; bize saadet yolunu gösteren Hz. MUHAMMED (SAV)’e sırt çevirmemiz, O’nun gösterdiği nurlu yoldan değilde, dalalet, sefahat ve günah dolu yollardan gitmemizdir.

Bilelim ki mevlit kandilini kutladığımız Cihan Peygamberin mu’cizesi devam ediyor. Bu gün dünyayı titreten, insanları ürperten , ZULÜM-İSTİMAR-EMPERYALİZM-FAİZ-VAHŞET-IRKÇILIK-NEFRET-KAN-GÖZYAŞI-KUMAR-İÇKİ-FUHUŞ- ve her türlü OLUMSUZLUKLAR;

Hz. Peygamber’e ve getirdiği dinin prensiplerine teslim ve tabi olmamak için yollar ve çareler arayan insanlığın acınacak hali ve manzarasıdır.

Dün Hicret yolunda Hz. Resulullah’ı öldürmek kastıyla saldıran SÜRAKA, atıyla beraber nasıl kumlara gömüldüyse; aynı mücize 21 nci asra girdiğimiz zamanımızda da gerçekleşmeye devam ediyor. Bu gün de İslam’a KUR’AN’a ve RESÜLÜLLAH’a kalemi ile kelamı ile, makam ve mevkii ile, topu ve tüfeği ile saldıran ‘’ÇAĞDAŞ SÜRAKALAR’’ boğazlarına kadar bunalımlara, hastalıklara başarısızlıklara ve çaresizliklere mahkum oluyorlar.

5-Bu gün ve gecelerde bilhassa insanlığı ‘’İMAN VE İSLAM ÇAĞI’’na zaruri olarak götürmekte olan ‘’MUHAMMEDİ RÜZGAR’’a fert, aile, toplum, millet ve ümmet olarak kendimizi tam kaptırmalı, bu ruhla yepyeni DİRİLİŞ ve mutluluğa koşmalıyız.

Özellikle bu hafta münasebetiyle ümmeti yepyeni bir diriliş ve mutluluğa ulaştırmak gayesiyle ülke çapında özellikle müftülüklerimiz tarafından yapılan etkinliklere mutlaka ailece katılmalı ve bizleri iki cihan saadetine götürecek bu MUHAMMED’i rüzgara kendimizi kaptırmalıyız.

Bu mübarek mevlit kandilinin millet ve ümmet olarak ‘’PEYGAMBERİ SOLUKLA’’ gafletten uyanışımıza, saadetimize, Maddi-Manevi her türlü felaket, afet, musibet ve şerirler’in şerrinden kurtuluşumuza vesile olmasını, her şeye Kadir Yüce Mevla’dan niyaz ederim. 12 Ocak  Pazar Gününü 13 Ocak  Pazartesi’ye bağlayan gece idrak edeceğimiz MEVLİT KANDİLİ münasebetiyle Hacı Abdulhakim Sancak Çarşı Camiinde yapacağımız vaaz, mevlit ve hatimlerin duasından oluşan PROGRAMIMIZ’da tüm halkımızla buluşmak ümidiyle Allah’a emanet olunuz.




Etiketler: Mevlit Kandili, Mevlit, Mevlid, Mevlüd


Yazarın (Faruk Arvas) Diğer Yazıları

  • Demek Mi 'racın  en büyük hikmeti Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in (sallahu aleyhi ve sellem) büyüklüğü ve Allah-u Teala katında değeri nispetinde bir mucize ile taltif  edilmesi ve her yerde hazır, mekandan münezzeh olan, Allah-u Teala'nın dünya aleminin dışındaki alemlerde mevcut olan kudret ve azametine delalet eden ayetlerin, harikaların görülmesi ve göstermesidir.     

  • Şu kâinatın yüce yaratıcısı, kâinatı türlü türlü sanat ve zinetlerIe süslendirerek, şuur sahibi mahlûkatını seyir, tenezzüh ve imtihan için ona idhal etmiştir. 

  •  Varlıklar içinde en mümtaz ve en mükerrem bir şekilde yaratılıp, nihayetsiz terakki ve alçalışlara çıkacak ve inecek bir şekilde maddi ve manevi cihazat, duygu ve kabiliyetlerle donatılan insan; yüce yaratıcı tarafından bu dünya misafirhanesine aziz bir misafir olarak gönderilmiştir.

  • Mevlid sözlük manası itibarıyla doğum veya doğuş anlamındadır

  • İnsanı çok şerefli bir misafir olarak bu imtihan dünyasına gönderen Allah (cc), bu aziz misafire asıl görevini ve mutlaka gideceği ebedi vatanını unutturmamak için onu başı boş bırakmamıştır.

  • İslamın sadece Allah ile kul arasındaki bağları kuvvetlendiren, yani sadece ahiret hayatının saadetini hedefleyen bir din değil; aynı zamanda bir dünya nizamı ve dünya hayatının da mutluluğunu hedefleyen bir din olduğunu gösteren en güzel örneklerden birisi de, Ramazan ayında Müslümanlara vacip kılınan sadaka-ı fıtır’dır.

  • Sadaka-ı Fıtır, orucun kabulüne ,ölüm sekeratından ve kabrin azabından kurtuluşa vesiledir. Aynı zamanda sadaka-ı fıtır, yoksulların ihtiyacını gidermeye,bayram gününün neşesinden onların da istifade etmelerine bir yardımdır…

  • İbadetler yapılınca Allah’a yakınlık hasıl olur ve insan onun bir askeri gibi çalışır. Bütün hayatını onun emirlerine göre tanzim eder. 

  • Kainatı nizam içinde yaratan Allah (cc), bu nizamı anlayacak şuur sahibi insanı da yaratarak, yerin ve göklerin kaldırmaktan çekindikleri çok önemli bir vazife ile vazifelendirmek suretiyle bu dünyaya göndermiştir.

  • Ramazan bir bakıma tek tek her müslüman’ın ve grup grup bütün Müslümanların bir ay müddetle yeniden yoğun bir eğitime tabi tutulduğu bir aydır.

  • Varlıklar içinde en mümtaz ve en mükerrem bir şekilde yaratılıp, nihayetsiz terakki ve alçalışlara çıkacak ve inecek bir şekilde maddi ve manevi cihazat, duygu ve kabiliyetlerle donatılan insan; yüce yaratıcı tarafından bu dünya misafirhanesine aziz bir misafir olarak gönderilmiştir.  

  • Şimdi asıl mesele şudur: Allah’ın lutfuyla böyle bir peygamberin şerefli ümmeti olarak, böyle bir MEVLİD KANDİLİ’nde neler yapmalıyız? Nasıl olmalı ve davranmalıyız ki, ‘HAYIRLI ÜMMET’ vasfımızı koruya bilelim?

  • 12 Haziran’ı 13’e bağlayan gece Şaban ayının 15.gecesi olan Mübarek BERAT gecesidir.                              

  • Şimdi asıl mesele şudur: Allahu Teala'nın lütfüyle böyle bir peygamberin şerefli ümmeti olarak, böyle bir KUTLU DOĞUM yıl dönümünde neler yapmalıyız? Nasıl olmalı ve davranmalıyız ki, ‘HAYIRLI ÜMMET’ vasfımızı koruyabilelim? 

  • Bütün güzel sıfatların sahibi olan yüce Allah (cc) şu muhteşem ve muntazam kainatı kendi cemal ve kemalini yansıtan mükemmel bir ayna gibi yaratmıştır. 

  • Mevlit sözlük manası itibarıyla doğum veya doğuş anlamındadır. 

  • Cami ve Ruh Şuuru

    2013-10-10

    Müslüman, şimdiye kadar bir nebze izah etmeye çalıştığımız CAMİ kelimesi’nin ihtiva ettiği bu manaları anladığı, hayata geçirdiği ve hayatını buna göre yönlendirdiği zaman CAMİ RUH VE ŞUURU’na ermiş olacaktır.

  • 1986 yılından bu yana Diyanet İşleri Başkanlığınca her yıl Ekim ayının ilk haftası ‘CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI ‘ olarak kabul edilmiştir.

  • Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimi okuyup okutmak ve ona göre yaşantımıza yön vermenin önemini ifade eden sevgili Peygamberimizin birkaç Hadis-i Şerifini hatırlatmaya devam edeceğiz.

  • SORU : Ticaret malı nasıl değerlendirilerek zekatı verilecek?

  • İslamın sadece Allah ile kul arasındaki bağları kuvvetlendiren yani sadece ahiret hayatının saadetini hedefleyen bir din değil; aynı zamanda bir dünya nizamı ve dünya hayatının da mutluluğunu hedefleyen bir din olduğunu gösteren en güzel örneklerden birisi de, Ramazan ayında Müslümanlara vacip kılınan sadaka-ı fıtır’dır.

  • SORU) Göze dökülen ilaç orucu bozar mı ?

  • Soru: Ramazan orucuna ne zaman niyetlenilir?

  • 4)- Oruç, zenginleri fakirlere karşı insaf ve merhamete celbeder. Yardımlaşma hissini kamçılar. İnsafsızlık ve merhametsizlik dertlerini nurlandırır, aydınlatır. Hep tok gezen kimseler, oruca başlayınca açların halinden haberdar olmaya başlarlar.

  • Oruç, doğrudan doğruya nefsin firavunluk cephesine darbe vurarak sahibine aczini zaifliğini, fakirliğini ve her nefes Allah’ın vereceği kuvvet ve kudrete ne kadar muhtaç olduğunu gösterir. ‘’Kul’’ olduğunu bildirir.

  • Yüce mevlamızın her emrinde  biz Müslümanlar için pek büyük faydalar ve çok ehemmiyetli menfaatler vardır.