Kur'an-ı Kerim, Kadir Gecesi ve Biz

Tarih: 2015-07-13 | Yazar : Faruk Arvas | Kategori : Genel

İnsanı çok şerefli bir misafir olarak bu imtihan dünyasına gönderen Allah (celle celaluhu), bu aziz misafire asıl görevini ve mutlaka gideceği ebedi vatanını unutturmamak için onu başı boş bırakmamıştır.İnsanı yaratan ve insanın faydasını ondan daha iyi bilen o büyük Yaratıcı, bu insan’a talimatlarını, emir ve nehirlerini bir katalog misali, kitaplar ve suhuflar halinde göndermiştir.

İşte bundan 1400 kusür sene evvel böyle bir Ramazan ayının Kadir gecesinde, insan olarak en şerefli bir suretle dünyaya gönderildiği halde, yaratılış gayesi olan iman, ahlak ve ibadetten mahrum kalan insanlık ufkunda tevhit nurunun son meşalesi parladı. ..

Bu meşale, hemen ilk emriyle <<Oku>> buyurarak dünya atmosferini karartan cehalet bulutlarını bir anda sıyıran Kur’an meşalesiydi…

Bu meşale, karanlık ufukları nura boğan, paslanmış kulakları, perdelenmiş gözleri, körelmiş dimağları, kilitlenmiş kalpleri hidayete açan Kur’an güneşiydi…

Bu meşale, her şeyde dosdoğru yolu gösteren, nezahetten, itattan, iffetten, ibadetten, sulhtan, kardeşlikten, doğruluktan ve takvadan ayrılmamayı emreden en son ve en büyük peygamber Hazreti Muhammed (SAV) aracılığıyla kıyamete kadar bütün insanlığa iki cihan saadetini temin edecek olan en son ilahi kitap Kur’an-ı Kerim idi.

O kur’an ki; cehaletten, tembellikten, gururdan, kibirden, cimrilikten, iftiradan, yalandan, içkiden, kumardan, fuhuştan, israftan malayani şeylerden, israftan zulümden, faizden,ırkçılıktan ve kul hakkından hülasa insanoğlu’nun maddi ve manevi huzurunu bozacak her türlü söz ve fiillerden, hal ve hareketlerden mutlaka  çekinmeyi emreder…

İşte Kur’an güneşinin, İslam meşalesinin  parlamaya başladığı kudsi gece, Kadir gecesidir. 13 Temmuz Pazartesi’yi  14 Temmuz Salı’ya bağlayan gece böyle bir gecenin Kutsi hatırasını bir daha idrak edeceğimiz gecedir…

Bu gece ,ümmetinin ömrünün kısalığından dolayı üzülen, ümmetine çok düşkün ve çok şefkatli olan Hz. MUHAMMED (SAV)’ın üzüntüsünü gidermek için, ömrü kısa olan ümmetine bir gecede 83 yıllık bir hayatın sermayesini kazandıracak olan, o ümmeti sonsuz rahmet sahibi ezel ve ebed sultanı Yüce Allah’ın hususi ihsanatına ve has iltifatına mazhar eden KADİR GECESİDİR…

Bu gece hakkında kelamların en yücesi olan ilahi kelamda şöyle denilmektedir…

<<Biz onu (Kur’an-ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin (Şeref ve kıymetini) sana bildiren nedir? Kadir gecesi , bin aydan hayırlıdır. O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. O gece, tan yeri ağarıncaya kadar bir selam ve selamet gecesidir>>(Kadir süresi, ayet 1-5)

Bu Kur’an gecesinde, biz Kur’anın muhatapları olarak, kendimizi yeniden bir nefis muhasebesine tabi tutarak, <<fert, aile, cemiyet ve ümmet olarak ne derece Kur’an’ın ahkamını hayatımıza hakim etmişiz…  ? >> Sorusunu kendimize soralım… Bu husustaki kusurumuzu anlayıp, bu Kur’an gecesinde, Kur’anın hayat bahşeden nurlu iklimine yeniden girmeye ve bir daha o iklimden çıkmamaya söz verelim…

Bu geceyi böyle bir söz , tövbe istiğfar, kendimize, bütün Müslümanlara, bilhassa Suriye, Irak,Filistin,Mısır, ARAKAN ve Keşmir gibi yerlerde Kur’an ve iman davası uğruna cihat edenlerin zaferlere ulaşmasına dua ederek, namaz kılarak, özellikle kaza namazları, tesbih namazı ve teheccüd namazları kılarak)Kur’an okuyarak, zikir- salavat çekerek vaaz-nasihat dinleyerek; dini ve imani kitaplar okuyarak geçirelim.. Hz. Aişe Validemizin Peygamberimize <<ben Kadir gecesine ulaşırsam ne söyleyeyim>> sorusu üzerine Peygamberimiz(salallahu aleyhi ve sellem)ın ona <<Allahım sen affedicisin, affı da seversin beni de affet>> şeklinde tavsiye ettiği duayı biz de sıkça edelim.

Bu ruh ve şuurla değerlendireceğimiz bir Kadir gecesi, inşallah bizlerin sevgili peygamberimizin şu hadisi şerifindeki müjdeye nail olmamıza vesile olur.

O yüce ve sevgili peygamber (salallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor:

<<Kim imanlı bir gönülle ve sevabını sadece Allah’tan umarak Kadir gecesini (Tevbe, istiğfar, dua,samimi yöneliş, zikir) ibadetle geçirirse geçmiş günahları af ve mağfiret olur.>>

Bu ulvi Kadir gecesinin memleketimiz ve bütün İslam alemi için, mağfirete, yeniden Kur’an nuruyla nurlanmaya ve iki cihan saadetine  vesile olmasını temenni ve niyaz ederim.

 

 




Etiketler: Kadir Gecesi,Kuran, Arvas, Arvasi, Siirt


Yazarın (Faruk Arvas) Diğer Yazıları

  • Demek Mi 'racın  en büyük hikmeti Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in (sallahu aleyhi ve sellem) büyüklüğü ve Allah-u Teala katında değeri nispetinde bir mucize ile taltif  edilmesi ve her yerde hazır, mekandan münezzeh olan, Allah-u Teala'nın dünya aleminin dışındaki alemlerde mevcut olan kudret ve azametine delalet eden ayetlerin, harikaların görülmesi ve göstermesidir.     

  • Şu kâinatın yüce yaratıcısı, kâinatı türlü türlü sanat ve zinetlerIe süslendirerek, şuur sahibi mahlûkatını seyir, tenezzüh ve imtihan için ona idhal etmiştir. 

  •  Varlıklar içinde en mümtaz ve en mükerrem bir şekilde yaratılıp, nihayetsiz terakki ve alçalışlara çıkacak ve inecek bir şekilde maddi ve manevi cihazat, duygu ve kabiliyetlerle donatılan insan; yüce yaratıcı tarafından bu dünya misafirhanesine aziz bir misafir olarak gönderilmiştir.

  • Mevlid sözlük manası itibarıyla doğum veya doğuş anlamındadır

  • İnsanı çok şerefli bir misafir olarak bu imtihan dünyasına gönderen Allah (cc), bu aziz misafire asıl görevini ve mutlaka gideceği ebedi vatanını unutturmamak için onu başı boş bırakmamıştır.

  • İslamın sadece Allah ile kul arasındaki bağları kuvvetlendiren, yani sadece ahiret hayatının saadetini hedefleyen bir din değil; aynı zamanda bir dünya nizamı ve dünya hayatının da mutluluğunu hedefleyen bir din olduğunu gösteren en güzel örneklerden birisi de, Ramazan ayında Müslümanlara vacip kılınan sadaka-ı fıtır’dır.

  • Sadaka-ı Fıtır, orucun kabulüne ,ölüm sekeratından ve kabrin azabından kurtuluşa vesiledir. Aynı zamanda sadaka-ı fıtır, yoksulların ihtiyacını gidermeye,bayram gününün neşesinden onların da istifade etmelerine bir yardımdır…

  • İbadetler yapılınca Allah’a yakınlık hasıl olur ve insan onun bir askeri gibi çalışır. Bütün hayatını onun emirlerine göre tanzim eder. 

  • Kainatı nizam içinde yaratan Allah (cc), bu nizamı anlayacak şuur sahibi insanı da yaratarak, yerin ve göklerin kaldırmaktan çekindikleri çok önemli bir vazife ile vazifelendirmek suretiyle bu dünyaya göndermiştir.

  • Ramazan bir bakıma tek tek her müslüman’ın ve grup grup bütün Müslümanların bir ay müddetle yeniden yoğun bir eğitime tabi tutulduğu bir aydır.

  • Varlıklar içinde en mümtaz ve en mükerrem bir şekilde yaratılıp, nihayetsiz terakki ve alçalışlara çıkacak ve inecek bir şekilde maddi ve manevi cihazat, duygu ve kabiliyetlerle donatılan insan; yüce yaratıcı tarafından bu dünya misafirhanesine aziz bir misafir olarak gönderilmiştir.  

  • Şimdi asıl mesele şudur: Allah’ın lutfuyla böyle bir peygamberin şerefli ümmeti olarak, böyle bir MEVLİD KANDİLİ’nde neler yapmalıyız? Nasıl olmalı ve davranmalıyız ki, ‘HAYIRLI ÜMMET’ vasfımızı koruya bilelim?

  • 12 Haziran’ı 13’e bağlayan gece Şaban ayının 15.gecesi olan Mübarek BERAT gecesidir.                              

  • Şimdi asıl mesele şudur: Allahu Teala'nın lütfüyle böyle bir peygamberin şerefli ümmeti olarak, böyle bir KUTLU DOĞUM yıl dönümünde neler yapmalıyız? Nasıl olmalı ve davranmalıyız ki, ‘HAYIRLI ÜMMET’ vasfımızı koruyabilelim? 

  • Bütün güzel sıfatların sahibi olan yüce Allah (cc) şu muhteşem ve muntazam kainatı kendi cemal ve kemalini yansıtan mükemmel bir ayna gibi yaratmıştır. 

  • Mevlit sözlük manası itibarıyla doğum veya doğuş anlamındadır. 

  • Cami ve Ruh Şuuru

    2013-10-10

    Müslüman, şimdiye kadar bir nebze izah etmeye çalıştığımız CAMİ kelimesi’nin ihtiva ettiği bu manaları anladığı, hayata geçirdiği ve hayatını buna göre yönlendirdiği zaman CAMİ RUH VE ŞUURU’na ermiş olacaktır.

  • 1986 yılından bu yana Diyanet İşleri Başkanlığınca her yıl Ekim ayının ilk haftası ‘CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI ‘ olarak kabul edilmiştir.

  • Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimi okuyup okutmak ve ona göre yaşantımıza yön vermenin önemini ifade eden sevgili Peygamberimizin birkaç Hadis-i Şerifini hatırlatmaya devam edeceğiz.

  • SORU : Ticaret malı nasıl değerlendirilerek zekatı verilecek?

  • İslamın sadece Allah ile kul arasındaki bağları kuvvetlendiren yani sadece ahiret hayatının saadetini hedefleyen bir din değil; aynı zamanda bir dünya nizamı ve dünya hayatının da mutluluğunu hedefleyen bir din olduğunu gösteren en güzel örneklerden birisi de, Ramazan ayında Müslümanlara vacip kılınan sadaka-ı fıtır’dır.

  • SORU) Göze dökülen ilaç orucu bozar mı ?

  • Soru: Ramazan orucuna ne zaman niyetlenilir?

  • 4)- Oruç, zenginleri fakirlere karşı insaf ve merhamete celbeder. Yardımlaşma hissini kamçılar. İnsafsızlık ve merhametsizlik dertlerini nurlandırır, aydınlatır. Hep tok gezen kimseler, oruca başlayınca açların halinden haberdar olmaya başlarlar.

  • Oruç, doğrudan doğruya nefsin firavunluk cephesine darbe vurarak sahibine aczini zaifliğini, fakirliğini ve her nefes Allah’ın vereceği kuvvet ve kudrete ne kadar muhtaç olduğunu gösterir. ‘’Kul’’ olduğunu bildirir.

  • Yüce mevlamızın her emrinde  biz Müslümanlar için pek büyük faydalar ve çok ehemmiyetli menfaatler vardır.